8
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1333
Okunma

Sessizliğin gölgeleri duvarlarımda yüzüyor
ışığı açıyorum
kayboluyorlar.
Keşke bu kadar kolay olsa
her karanlık bir düğme kadar yakın olsa aydınlığa.
Topluyorum anıları her köşeden
karyolamın altına sıkışan bir çığlık kulaklarımı tırmalıyor
tutuyorum kolundan
sus işareti yapıyorum elimle
uyandıracak şimdi geçmişi
uyut uyutabilirsen yeniden.
Valizi hazırladım tıkıştırıyorum içine hatıraları
kapatmakta zorlandığım sarkan birkaç anıyı
ayaklarımla bastırıyorum içine
çekiyorum fermuarını
derin bir ohh çekerek
yaslanıyorum geriye.
Gözlerimin kenarına biriken kederleri
usulca avuçluyorum
bir zarf bulup içine koyuyorum
sıkıca yapıştırıyorum açılmasın diye.
Valizimi sürükleyerek kapıdan çıkıyorum
adımlarım cenaze merasiminde
üstümdeki siyah elbisenin eteklerini çekiştiriyorum
ölünün arkasından mini giymek doğru değil biliyorum
açıkta kalıyor her güzellik
fermuarı olsa da onu da kapatabilsem.
Sessiz caddeleri arşınlıyorum
nefes nefese denize bakan uçurumun kenarındayım
bir tekmede uçurumdan aşşağıya yuvarlıyorum
düşeceğini anlayan anılar çığlık çığlığa
kulaklarımı ilelebet kapatıyorum ellerimle.
Yorgun ve bitik vücudumu geldiğim yola çeviriyorum
Ellerimin titremesini saklamak telaşı ile cebime sokuyorum
cebimdeki zarf elimi yakıyor
bir damla keder daha avucuma düşüyor.
Alelacele postanenin yolunu tutuyorum
kapısından süzülerek zarfı görevlinin gözüne sokar gibi uzatıyorum
- nereye gidecek diyor adres yazılmamış
kırmızı dudaklarım hafifçe tebessüm ediyor
’ Geçmişe’ diyorum...Geçmişe..
Ayvazım DENİZ