6
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1240
Okunma

Git hadi ne duruyorsun
jilet kesiği kelimelerini fırlat yüzüme
açılan yaraları görmeden
göm Yusuf’un kuyusuna beni...
Nasılsa bir gönül taciri çıkar
eski göğermiş duygularımı ucuza kapatır.
Filistinde işkence gören bir çocuk çığlığında gözlerim
ağlamayı unutmuşum onlar gibi
ölmeye alışkınım nasılsa
öldüğünü göre göre sevdiklerimin
yüreğim toplu mezar alanı.
Git hadi...
Geride kalanın görevidir
her kalan anıyı kapı arkasına süpürmek
birikince son cümlesine kadar
nasılsa bir çöpçü alır gider.
Yokluğun nefesimi kesse de bir an
camları açarım sonuna kadar
bahçeden ıhlamur kokuları gelir burnuma
her derde deva derler
yeni günü karşılamaya korkan gözlerim
daha yeni doğmuş kedi yavrusu gibi
kendi etrafında dönerek varlığına sığınmak ister
ağzı, tatlı kelimelerine bulaşma telaşında
dudakları boşluğu yakalayınca
bir zaman içine siner ve bilir ki
bu ihtiyacı da nasılsa zamanla diner
eninde sonunda sol yanına bir yalnızlık meleği iner.
Artık bir zuhal/sin bende
yaşanmamış iklimleri getirmiştin ülkeme
güneş doğmazdı bir zamanlar bu kapıdan içeriye
şimdi en yakıcı cehennemi doldurup yüreğime
yağmurlarımı da al da git ne duruyorsun.
Git hadi
bakma arkadana
baksan da kirpiğimin gölgesi
soluksuz gözlerimi saklar senden.
Ayvazım DENİZ