18
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1835
Okunma

bir daha içimde uyumayacağım
çiğ düşmüş yapraklarını gördüm sabahın
kuşlar uyandı yarısı kurumuş dalların üstünde
gölgesini aradı temmuz gününün bir adam
lâl dili dönmedi ağzında
yıkıldı yıkılacak arası
bir duvara yaslandı
gittikçe çoğalan mikrobu yayan görüntüler
onlara kalmış,bizim olmayan rüyalarımız
imza topluyorlar karanlık düşlerine
özgürlük artık her dilde düzgün okunmuyor
bizi ikiye üçe bölmek oluyor bir yerde
kedi köpek eşek ayrı dilde
sahibinin elinde zincirleri
istediği yöne götürüyor
barış yine kalacak çocuk isimlerinde
barış diye diye parçalanıyor ülkeler
terör estiriyor eline bayrağını alan
yüzü peçeliler türüyor, baş kesenler
ey din! yüzünü kapatıyor gözleri perdeliler
öldürülüyor din kardeşliği
kardeşini vur diyen, değil iman
şeytan at koşturuyor, kılıç kuşanıyor
yeni bakışlarını içinden çıkarmanın zamanı
yerinde saymadan ay, güneş tapulanmadan
ellerimizin içine yeni ellerimizi koyalım
mührünü açsın gerçeği söyleyen ağızlar
açılsın bu insanı boğan hava
doğudan essin rüzgârlar
haçlı seferleri bitmedi batının
içimize sokulmuş askerleriyle
seher yeli boşuna göndermiyor
uyaran esintilerini
yeter bize üç beş kişi uyanan!
8. 7. 2014 / Nazik Gülünay