27
Yorum
36
Beğeni
5,0
Puan
2876
Okunma

şimdi artık sofi’ce yaşar gönlümün odağı
olur olmaz işlerden mahrum bırakır budağı
üşütmez tenimi seher yeliyle hiç kimse,
kahrolası dağları deştim, deştim yorulmadım da
seni severek ne çok yoruldum ben
şimdi sen yoksun hiç de olmadın
bedenimin ruhumun cığlığı
kulaklarda hece oldu yâr,
mihrace masalı.
Name name dökülen dudağımdan ,
ahu figandan isminle titriyor;
gecenin karanlığında
hep yalnız ,yalnız bürünür umut mahına;
şafak vaktinde sönercesine aşk masalımız.
Oysa ;
kaç sefer dedim sana seni sevdiğimi
kaç kez ünledim
kaç kez uzattım ellerimi
tutamadın , tutmadın yâr.
"-Dur gitme"!
Demedin bir kerecik olsun.
Hikayemiz muamma prangalı
el ayak yaralı şimdi,
çaresiz kıvranan hatıranı sürüklerim ,
yad ellerde ah bir görsen,
verem kalbimden akan kan giydirir bedenimi
sayıklar hücrelerim mazi olmuş
Lokmandan aman diyerek,
çare dilenirim yerlerden, göklerden,
sağımdan solumdan medet umarak
herşeyimden vazgeçecek kadar sevmişdim
kalender yüreğimi incittin,incittin yâr
senin için açan yeşil yaprağıma
hazan mevsimi sundun,
savurdun yok yere elden ele
ve sonra
"- umut yok"dedi!
Titremeden o dilin.
jilet gibi kesdin ,kesdin attın beni.
Yüreğimi yaktın! Yaktın alev misali
Bacasından tüten dumanı
göklerde bulut oldu evrene
yağan yağmurlarla sellere karışır
hoyratla gidiyor denize
tuzuyla yakacak gözleri ,
duyunca sana olan aşkımı
alem ağlayacaktır,
ağlatacaksın alemi,
tıpkı
beni ağlatığın gibi yâr
Ayse KAVAK
5.0
97% (37)
4.0
3% (1)