0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1050
Okunma
Adını söylemiyorum
Bütün eski kitapları karıştırarak
Lügatlerin alamadığı bir isim bulmalıyım
Bir gün ulaşabilsem sana
Zamanların ötesinde
Aşkımı sana sunacağım
Cam bir fanus içinde
Rüzgâr izin verirse
Uçurtmamı uçuracağım sonsuzluğuna.
Eline ulaşırsam
Tatmin olacak kadar
Ellerini ellerimle tutabilseydim
Anlatırdım sana
Kalbimin sonsuzluğa açılan
Tıkanışa kapalı menfezlerini
Ve sunmalıyım avuçlarına
Senin bana sunduğun sonsuzluğu
Ve hep sana akmalıyım
Durgun bir su oluncaya kadar
Kalbim nasırlı bile olsa hüzünlerden
Senin gibi ebet yüzüme vurmasa da
Anlatamasam da senin gibi her şeyi
Konuşmadan
Sırf senden aldım diye iletmeliyim
İncelmiş ruhumu gümüş bir kâsede
Hep uzaklığı haykırıyorsun bedenime
Ulaşılması imkânsız bir yıldız gibi.
Süreyya mı desem ebet mi
Nerden alıyorsun bu bakışları
Efsunlu gibisin
Keşke sana kör olacak kadar
Yaklaştığım zaman, perdesiz
O bir avuç ateşi yüreğime atarak
Mecnunluğumu gizlemeseydim
Ama yine de mutluyum şimdi
Zevk alınacak bütün acıları
Bana sen öğrettin
Senden önce alışık değildim
Sensizlikte sessizliği dost edinmeye
Hep firakından sitemler ettim şimdiye kadar
Ama yokluğundur beni büyütecek ölüme kadar
5.0
100% (1)