21
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
1644
Okunma

“Zincirlerimle köle doğmak” kaderim diyor
Çorak kalmış düşüncelerin esaretinde
Pas tutarken ömrünün yılları
Hayal bile edemiyor başka mevsimleri
Bulutlar, ıstıraplar yağdırıyor umarsızca
Güneşsiz günlerde
Yıldızların derin sessizliğinde
Ninniler söylüyor birileri
Açılım, saçılım
Gelişme, atılım
Dinliyor, uyurken ayakta
Yalan, talan, çalan
Nedir elde kalan
Yapraksız ağaçların dibinde
Plazaların gölgesinde
Nefessiz kalıyor yaşadığı şehirde
Göklerce ölüyor…
Haziran!
Özgürlük kuşların kanatlarında
Kirazları gagalıyor serçeler
Mavi göklere yükseliyor turnalar
Bahar renginde kırlangıçlar
Denizlerde taklalarını atıyor martılar
Güvercinlerin gagasında mektuplar
Zamanın sessizliğine,
Çığlığın yankısı
Karanlıklardan sonra aydınlık
Yırtıyorlar yağmur bulutlarını
Sıcak bir ezgi yüreklere
Gümüşü bir köpük dalga dalga
Göklerce yaşatıyorlar umudu
Kudurmuş kabusların öfkesi çullanıyor üstüne
Kan akıtılıyor, ağaçların damarlarından
Özgürlürlük isteyenleri
Yeşil diyenleri
İşçiyi
Öğrenciyi
Kadını, erkeği
Yoksulu, ezileni
Boğuyor gazıyla copuyla
Öldürüyorlar çocukları
Siyah bir giysi giydiriyorlar ülkeme
Haziran inliyor acıdan
Lakin umudu katık edenler ekmeğine
Dimdik onurlu
Kölelik prangasından kurtulmak için
Mavi göklerinde yurdumun
Bıkmadan usanmadan
Göklerce çırpıyorlar kanatlarını
5.0
100% (17)