17
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
1594
Okunma
Kederleriniz hep biraz süslü
Ve asık suratlı özlemleriniz
Hani doruğuna bağdaş kurup da bir dağın
Beklemişsiniz güneşin ayağınızı ısıtmasını
Gözlerinizi perdelemiş
Küskünlüğünüzün ihtişamı
Yine de;
İnanırdım belki
Böyle büyük sevmeseniz
Böyle büyük ölmeseniz
Ve…
İnmeden kalp tünellerinin karanlığına
Dilden dile dolaşan müptezel Anka
Savrulsaydı külleriniz Ganj’a
Bir daha doğmasaydınız
Bir daha olmasaydınız
Dürtmeseydi kuyusunu Yusuf’un kimse
Bir daha
Bir daha
Ağlamasaydı asırlarca Züleyha
Mecnun’u çöllerde bıraksaydınız
…
Seyrediyorum
Boy sırasına dizip acılarımın sıradanlığını
Farkındayım incitmiyor denizi
Sahili terk eden bir kum tanesi
Değişmiyor işitilen dalgaların hırçın ezgisi kulaklarda
İyi değilim diyorum
Yanaklarımda iki kızıl elma
Düzeltiyorum sonra:
İyi değilim ve bu sizin hatanız değil
İyi değilim ve bu bir felaket değil !
Varsa göğsümde yaşanan bir Çernobil
Ki mümkün
Azla yetinmeyen ruhumdur sorumlusu
Korkma!
Etten bir kutuya hapsettim kusurlu hücrelerimi
Bu kavgasız mağlubiyet duygusu
Bu iç çekişsiz uyku
Bulaşıcı değil
5.0
100% (31)