0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
894
Okunma
...olgunlaşmamış bir güneşin üzmeleriyle irkildik
akrepten baskın yemiş,efsunu boşa gitmiş çadırımızda
göze almalar başlarken can pahasına yavaş yavaş diyeti
tora gelmez ince taşların tuzağı bu, hesapsızca
yer alabildiğine kahve,renk dökülmemiş daha arşa
ne yol belli ne iz belli
dualar edildi her dilden, dönencenin dibinin demir olduğuna
doğruları sapıtmaz,molekülleri düz dizilmiş iki oklu ters nesne
pusula
ölüm ötesi gülümsemeler çatlak dudaklarda
çöp adamlar gibiydik gazabına doğanın
gözü açık meftalar misali,riyakâr güvenler verdik birbirimize
fazlalık sayarken yanımızdaki atmosfer uzmanını,ha bire
suyunu çoktan çekmiş mataralar,meydan savaşlarına kargı şimdiden gün
o çelimsiz havacının alaylı gözlerinde gelmiştik dize
kibirle,ince bir tül çıkararak hint dilencisi çantasından, süzüle süzüle
astı iki vaha ağacının arasına,verdi iplerin beline acelece bir kördüğüm
fırsat bu fırsat diyerek,ezercesine hepimizi başladı dersine
geceden kalma dondurucu soğuk,ilk günün ışıklarıyla cebelleşince
kavgayı ayırma görevini vereceksin ,sultanhamam’dan aldığın bu tül’e
biz her kavgada kan akar sanarız,küçüklükten beri gördüğümüz bu
az sonra,damlalar halinde portatiflerimize şıplamaya başladı su
söyleseydin bunu,yük olmazdın dedik elimize ayağımıza ve de kervanımıza
neler var bu ince canda,şatafata gelmez ilim,dur hele aga
elimden gelse boğacağım şu çekik gözlü urumçi dölünü,halâ sargıda birdeyiz
sarmaz bu,kleopatra’yı halıya patlatmaz vezüv’ü daha pompei’ye
ama onun hamançası dolu,piç kurusu anladı önem verdiğimi bilgiye
su kadar zor değil buralarda ateş,dışbükey merceğin ucunda ,sıgara yakımları
paşparmak kalınlığı sarmasına tutarak camı,hitler’in balkon avazına misilleme
geldi sandukanın başına,ciğerlerinde yatıda duran tarihi,üfleye üfleye
hesabını tutmuş han duvarları merdivenlerinin aşınmasını bile
kaç ölüm düşer kaç sevda söner,bir santimine
zordur ipek yolu ameleliği,en ince kumların bile dilinden anlayacaksın
bazan da kendi ölümünün altyazısını yazacaksın
kasım
5.0
100% (2)