rengîn bir telaştır bizde yaşamak
ne bölüşmek isteriz acımızı komşumuzla
ne de deşilsin isteriz yaramız balkıdıkça fokurdayan
yalnızlıkla sararız kederimizi kanasın diye içten içe usulca

gazzeye bomba düşer
amede isyan
tan vaktine felak düşer ikindiye yasin
dağlara ölüm minaraye sela
yüreğe ateş düşer toprağa kan

sağalmaz acıların atlasıdır yurdumuz
göğün mavisinde intifadaya durur çocukların elleri
direndikçe güzelleşir çiçekler cudide süphanda araratta
tam bahara kavuştuk derken ayaza sürgün olur umudumuz

dağa yıldırım düşer
alna mermi toprağa şıvan
yüreğe ateş düşer ocağa figan
akla yar gelir çöle rüzgar düşer güle hazan

karanlık ve korkunç bir lekedir tarihte yezîd
alinin ayak izinde büyüsün isteriz adımlarımız
hep diri tutulsun iç cebimizde diye hüseyin
toprağa remil atsa da her gün kerbalada kanımız

habere kara düşer
bağra yumruk kulağa ezan
intifadaya can gelir yakuba gözyaşı
kuyuya yusuf düşer
çöle ihanet sabra zindan

ölümcül yaralar katılır çocukların doğrularına
ürpererek uyanırız ve düşmanca uzanırız yollara
perde iner gözler kararır
yırtılır mintanın beyazı kirletilir kardeşliğin yüzü
ecnebî bir ihanete uzanır eller asyada afrikada

gökten maide düşer
maideye mucize mucizeye isa
kalkıp uyandırır mezardan ölüleri
ve aşikâr olur avucumda sakladığım ne varsa

uzanıp aralarız tarihin sayfalarını umarsızca
ne kıssadan hisse alırız ne söyleriz türküsünü barışın
ölürüz öldürürüz yüzükoyun yıkılır tüm umutlar
arsızca bir mehdi bekleriz sığınırız kahramanlıklara

şiire sızı düşer
dişe karanfil yaprağı
rüzgara rayiha sevdaya ıtır kokusu
alıp yarına taşısın diye cılız umutlarımızı