iki dudak arası yangında yalan asla sığınamadı dudaklarınıza esaretin hazzına varmadan
hani ben de sizin düşünüzdüm yok orası değil burası
titremeyle dökülür düşünüm şiirin tam da burasında sizin huzurunuz diyordu. ben değil
hangi... derdim hani
ah derdim...hiç bir dudak aralamaz doğrunun sancısını tatlıyken şarkılarım ve kıra düşen kara saçlarınızı
derdimi derdim...düş şaşkın der. aşk gevşetir düşünü... dinleyiniz.
ölüyordum açlıktan ben köle olmadan...
Fotoğraf : ILGAZ UĞURLUER’ e teşekkürlerimle...
A.G.Ö/ yirmiikiocakikibinsekiz
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
işte bu sorgu insanı öyle bir çarpıyor ki.. . Bakın derin anlamlı mısralarla süslenmiş (kapalı biçim)bu şiir beni nerelere götürdü... Zaten kapalı bir şiirdede aranan ve şairin de istediği bu değil midir? ‘ten’in ten olduğunu biliyoruz da bu ‘tin’ ne? İstereniz azıcık bu 'tin' kelimesinin anlamı ve çağrışımları üzerine yoğunlaşalım.
Evet... Tin (Tinia) Etrüsk mitilojisinde bir tanrıdır... Bu şiirde o anlamıyla hiç yok.. Kuran-ı Kerim’de, imana yönelik buyrukların yer aldığı sekiz ayetli bir surenin isimi aynı zamanda... Anasya'nın şiirininde sekiz bölümlemeden oluşması bana bu çağırışımı da hissettirdi.. Burada da bir iman yok mu, bir inanma biçimi? Arapça kökeni ile kelime dağ ve zeytin anlamınada geliyor.
Ama şiirde bu öncül anlatımlarıyla değil, soyut bir kavramla karşımıza çıkıyor 'tin..' Şiirdeki soyut tin ne? Önümüzdeki metine bakınca bir duygusal ilişkinin öncesinde, esnasında ve sonrasında bir akıtım ki- bu tamamıyle bir duygusal akım- için kullanılan kıskaç olarak betimlenmiş..
Anlatmak istediğim bu durumu şu şekilde izah ediyor, felsefeciler ve günümüzdeki bir çok psikoanalist; a, b'den hoşlandığında kendine sorar: b'nin tinini mi istiyorum, tenini mi? Tin istendiğinde genellikle ten de istenir. Ancak ten istendiğinde tini de isteme zorunluluğu yoktur. Bu istekler doğrultusunda, kişi, musluklardan birinin, ya da bir diğerinin ve belki de her ikisinin açıldığını, akmakta olanın aktığını görür.
Karmaşık olan durum işte bu anda başlar. Yalnız ten musluğunun açıldığın sanan kişi, tin musluğunun damlarken çıkardığı tıp tıp seslerini duyup irkilir...
İşte bu şiirde o irkilme anı var san ki...
“...
hani ben de sizin düşünüzdüm yok orası değil burası titremeyle dökülür düşünüm şiirin tam da burasında sizin huzurunuz diyordu. ben değil
…”
Tin ve ten ile ilgili daha bir çok metefor üretilebilir. Ama benim ilk akl›ma gelen bu oldu... Bir ilişkinin boyutlarına yönelik düşsel ve içsel ikilemleri.. Bu yürek/mantık çatışmasına yönelik daha birçok metafor üretilemez mi?
“...
hangi... derdim hangi
ah derdim...hiç bir dudak alamaz doğrunun sancısını tatlıyken şaarkılarım ve kıra düşen kara saçlarınızı derdimi derdim...düş şaşkın der. aşk gevşetir düşünü... dinleyiniz.
ölüyordum açlıktan ben köle olmadan...
….”
Yada tüm anlattıklarımı unutun siz şiirin tadını çıkarın...
o tek harfin i'den e'ye değişmesinin nedeni, [i]stek ya da [e]rdem'e bağlı da olabilir. Olmaz mı?
Yüreğinize sağlık... şiir içime aktı..
.
umutadam tarafından 1/23/2008 12:26:43 AM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.