Çağırmamıştım Sönmeden
Şarabımız susamış haberin var mı? Ki; zaman cayır, Cayır cayır ne bilir misin, aman! Tüten sigaramızda dumanımızın uykuya daldığı an ! Aman, aman bilmezsin sen. Tutuklu kim diye; Yasaklar zarif bir hükümle geçti Keyfini sürer tenimde, bak şimdi kanımda. Kara gözlerimden süzülüp, oynaşır durur aşka yasaklı o son veda Bence sen diye, bence naif.Olsun varsın. Dilimin değdiği kışkırtıcı fısıltılar da var.Bilirsin.Var ya; o hala aynı fettan. O ayartıcı etimde ellerimle yarattığım tat ise, aynı değil. Hiç üzülme Ah darlanma, ellerim gülümsemiyor. Evet hala o şahane kamaşma Seni de unutur nasılsa. İçimdeki ses öksürmüyor senden yana, yana yana. O en bilindik haylaz bakışlar değmedi gamzeme.Boşver tasalanma. Ne çıkar günahı taçlandıran geceler sana benden yana olsa Bana bakışlar kirpikler boyu düğümleniyor olsa. Yine gürültülü elvedalardan geçer içim. İçim bir tuhaf, of der kaçmam Şarabımız mı; yine susamada. Susar susar, susar … Şarabımız hep hiç susar! Hatırlasana; Bir yanar geldim sana, Bir başka. Yakar, bir tüter. Ah sevgilim bir dumandım. Yanaryakar geldim … Sen diye.Gelmiştim. Bin tende gönüllüyüm şimdi. Hiç gibi. Hiç söndürülüyorum… Piç gibi. Üzülme… Sakın üzülme hiç… Şimdi Ben, üzülme diye sen ; Sen sen diye, sulanmadan geçiyorum Bini bir gürültülü kuru elvedayı durulayıp… Sevgilim sen; Sahi, ben diye aldandın mı hiç, Sahi sen hiç, sen diye ıslandın mı? Sevgilim sen, hiç ’ O’ diye diye uslandın mı? AsyaGülgünÖzkan
|
Mükemmel geçişler var...
Tebrik etmeden geçmek; şiire saygısılık olur...
Saygımla