23
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2323
Okunma

Sigaramın salkım saçak dumanında
Sözümün sırılsıklam terli yanlarıyla
Gürültüsüz duygularımın çırpınışlarında
Çaresiz kalıp düşlerimi yitirdiğimde
Size hep anlam yüklü
Şiirler yazmak istedim
Umulmadık bir anda
Duyumsayıp ıssız hasretimi
Birden bitiverdiniz
Kalemimin ucundaki küllerin içinde
Ben kim miyim;
Ben,
Körfeze düşen ay ışığını umarsızca toplayan kadın.
Ay’ ın ürkek bakışları altında
Beyaz yatağımın o en sabırsız sınırında
Pürtelaş korkularımı katıverseniz ya
Efsunlu yanınıza
İşte o zaman,
Sustuğunuz yerde tanıdık geleceğim
Teninizdeki usul dalgalara.
Siz de hiç çekinmeden kasırgalar koparınız
İmbat esintileriyle vurgun yemiş tutsaklığımda.
Siz, siz kimsiniz ki;
Bu denli yakın
Bu denli tanıdık
Ben size
Bu denli uzak…
Bilmediğiniz yerlerde
Titreyen kırgın nefesimle
Üşüyen soluğunuzu öpmek istiyorum
Alev alev sarmaladığında
Bir mavi sızı içinizi
Uzak sesiniz olmak istiyorum…
Çıkmaz sokakların en tenha yerinde
Dudağınıza bıraktığım izden
Sizi düşünüp bu denli istemek suçundan
Tutuklu kılacaklar bir gün beni
Ve yakamozun yalnızlığı tanıklık edecek yokluğuma.
Çok görmeyip
Gamzenize saklasaydınız,
Ne olurdu bir tebessümünüzle örtseydiniz üzerimi
Bulamazlardıki beni.
Unutmayınız!
Siz giderken benden,
Yokluğunuzda tadayım diye
Hiç sakınmadan dudak izinizi bıraktınız
Sahi
Sahi;
Hiç bildiniz mi
Sizi nasıl sevdiğimi ?
Sahi;
Gelmiş miydiniz ki...