Gönül tellerine bir mızrap vurdum,
Hicran ateşleri köz oldu yaktı....

Hilal kaşlarının,ok kirpikleri;
Gönül yarasını söz oldu yaktı...

Dirhem dirhem çözen sevda düğümü;
Yollarımı kesti iz oldu yaktı...

Ne baharı gördüm ,ne yaz yaşadım;
Sam yeli künyeli güz oldu yaktı...

Sırlar düğüm düğüm,yürek kilitli...
Sevgi sözcükleri giz oldu yaktı...

Buğulu gözlerim sevdanın mührü;
Lal olan dillerim tez oldu yaktı...

Yüreğime mıhlı sevdanın mührü;
Sinemi kavuran öz oldu yaktı...

Gözyaşlarım silsin aşkın mührünü;
Ak sinede benler göz oldu yaktı...

Bir değil,bin değil,her dem ,her vakit,
Ağulu sitemler yüz oldu yaktı...

Bin bir türlü nazı çözmedi gönül ;
Ahu gözlü sevdam uz oldu yaktı...

Sözleri tılsımlı ,gülüşü esrar;
Bakışları tel tel naz oldu yaktı...

Sözleri tellerde öksüz ağlarken,
Mızrabı kırılmış saz oldu yaktı...

Beni hücre hücre kuşatan hicran;
Gönül köşklerimi az oldu yaktı...

Baharı küstürdü ,gülzarlar öldü;
Çiçekleri solmuş yaz oldu yaktı...

Gözyaşların ; yıktı gönül yurdumu...
Hicran ateşlerin söz oldu yaktı...

Musa Doğruer(teslimi)
08.04.2014