0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
803
Okunma
Bir anahtar takılır kilite
Kapının ardındaki mesken kuruludur buluta
İpler bağlıydı bir zamanlar kuta
İplerin ucundaki odunlar benzerdi puta
Hepsi yıkıldı..
Hepsini yıkan bir akıldı
Bütün Dünya yı ayyuka çıkaracak bir akıl
Onca alimde uzadı sakal onu anlamak için
Onca hal bilgiye susadı
Gel sen de bu sudan bir feyz al
Bilmem nasıl bir his
Nasıl bal gibi döküldü sözler
Kabenin üstünden arzı yere çağırırken Bilal
Ve sonra dalgalandı Endülüs e kadar hilal
Lal rengi şaraplar döküldü sokaklara
Onca gönülden günahlar söküldü
Başka bakıldı doğan Güneş e
Misal bir alem kurulmuş
Bir sandal olmuş ilerler ona varmak için ilim
Ve ulaşmaya çalıştıkça bölünmüştür dilim dilim
Dünya görünmüş bir kum tanesi kadar pırlanta
Geriye kalansa der ben koca bir sahilim
Korkma sen de gel bir avuç al
Bir adım da sen at kalsın izin
Mahkum olurdum yoksa
Bir akıl farkıma varmasa..halimi sormasa
Bir örümcek ağını örmese..bir güvercin yuva yapmasa
O gördüğün sahile hiç dalga vurmasa
Mahkum olurdum
Bir ben kalırdım
O zaman söyle kul, yanıma sırdaş diye kimleri alırdım
Yeni doğan bir bebeğe
Bir kucak tebessümle nasıl sarılırdım
Asıl olana varmak için bu akılda
Nasıl bir zincir olur da kırılırdım
Anlat onlara korkma
Zaten ben anlaşılmaya çalışılan koca bir sırrım
İçtim
Çok yol geçtim
Bakmaya korktuğum yönler oldu
Düşünmeye korktuğum anlar
Zamanla çiçek toprağı deldi, büyüdü ve yeşerdi
Renkleri gözler önüne serdi ve soldu sonra
Halim aciz kaldı bekledim
Ekmek ve suyla canıma can ekledim
Ve anladım O nu anlamak için,
İşim derin bir kuyuyla
Kanıma karıştı nefesi meleklerinin
Anlamı belirdi sonra gördüm kuyunun dibi oldukça derin
Der Kederim yaklaşmakta
Ve tekerin sınırı aşmakta Dünya
Toprağa can vermez mi ellerim toprak da sana
Lakin bu suretine bir hastalık bulaşmakta
Aş denilen nimeti bırakta bir senin nefsin tatmasın
Bir senin ömründe akmasın yaş
Bir senin gönlünde güzel yatmasın
Satmasın ruhunu aklın, hesabın günaha batmasın
Yoksa kastın kudretime varır ve unutulur asrın
Bastığın toprak çürür, havayı pislik bürür
Akan nehirler durur, suyun kurur
Sofrana ateş kurulur, Ateşin üstündeyse boş bir kap durur
Budur gözlerin önüne serilen okuduktan sonra dur
Yoldur azların önüne kurulan
Yok olduktan sonra duyulmaz asla destur
Esen bir yele karşı turnaya mıdır kastın?
Gezen bir filin dişi için mi suratına bastın
Şeytanın kurduğu pusuda kırılmayacak mı sandın testin
O gül bahçeli evine bugün sin
Ama yarın olduktan sonra ki yarın gelecek kesin
Avazın çıktığı kadar bağır
Benim duvarlarım arkasındakiler sağır duyulmaz sesin
Açmazlar asla mutluluk kesesinin ağzını hemen bilesin
Dahasını sorma
Gönlü günahın ağırlığı ile artık yorma
Düşün bir ormanın geldiği yaşı
Hem ortasındadır herşeyin etrafı çöl
Düşün bir sormanın ne zararı var
Arı bal yaparken orman neden yanar?
Eğer ateş istersen günlük,
Benim gönlüm yanmayı da bilir
Olur gökyüzüne har
Bulutlar kaçar, kızıl kor düşer..
Diğer adım hatırlanır.. cehennemde şer