sıcak denizlerin derinliklerinde
gösterişsiz
iki kanat istiridyeler..yaşarmış
ve günün birinde
birinin içine küçücük bir hava kabarcığı düşmüş
iki kanat küçük kabarcığı esir etmiş sevdasına
aldanıp hava kabarcığının parıltısına
hayran
iki kabuk
zavallı istridye
sevgisinden mi..tutsaklığından mı ..bilinmez
özsuyunu salmış dışına
sarıp sarmalamış
etrafında dönüp durmuş
su kabarcığının
yorulmadan
dinlenmeden
inançla
gayretle
bir gün değişimin dansını
yaptığını farketmiş
su kabarcığı gittikçe süt beyaz
ışıl ışıl
ne kadar sarar sarmalarsa
o kadar büyük ve güzel olacağını düşünmüş
gözbebeği incisinin
habersizmiş başarısından
denizin dışındaki tutkulu insanlardan
habersiz
bir gün keşfedilmiş istemeden
bir inci avcısı tarafından
nereye götürüldüğünü anlamadan
kıyıda bulmuş kendini
iki kanat kabuğunu
parçalayıp atmışlar söke söke
ciğerparesini
en değerlisini
incisini
almışlar
direnç ve yetinmeyle geçen hayatı
geçmiş bir bir gözünün önünden
tutkudan uzak
sakin sıcak sularda
yaşamış oysa yıllarca
sarıp sarmaladığı incisiyle
yine de kurtulamamış
tutkulu insanların elinden


haber salmış derinlerdeki iki kanat kabuklulara
o günden sonra istridyeler
daha büyük yapmışlar incilerini
ta.. ki ders olur diye bir gün
yüreğindeki sevgi damlacığının
inciden daha değerli olduğunu
anlamayan insanlara;

incileri boyunlarına takmak yerine
kalplerindeki
inciyi..
sevgiyi..
paylaşsınlar birbirleriyle
esirgemesinler diye
__________________
AYŞEGÜL DİNÇBAŞ
Aralasan Hayatı/2007
sa:111