0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1627
Okunma

(Başak veren bir buğday tanesi gibi
Nefesime kattım seni)
Kurak bir toprak oldum
Yağmur yağması için Allah’a yalvardım
Kaçarak uzaklaştım gökyüzünden
Maviden kaçtım
Kızgın güneş altında
Direndim yokluğuna
Bir deniz kıyısında yakamozları aradım
Çakıl taşlarından minareler yaptım kendime
Işığı sönük yıldızlar sol yanıma denk geldi
Göğsümü sper ettim
Gel ulan gel dedim
Zalimsen de gel
Öldüreceksen de gel
Ne olursan ol
Ama yeterki gel dedim
Sonra bir mezar taşı oldum
Soğuk bir mezar taşı
Kocaman harflerle ölüm tarihi yazıyordu kapım da
Kapım ki
Süngüsü paslanmış bir demir yığını
Gel başını göğsüme yasla der gibi
Gözlerimi kırpıyordum
Son nefesimi verir gibi
Ölüm mü
O sonra ki iş
Önce seni bulacağım dedim kısık bir ses tonuyla
Vakitsiz yağan yağmurlara çok kızıyorum
Zaten her tarafım sırılsıklam yalnızlığınla tıka basa dolu
Uykusuz gözlerimle karanlığa bulanmış bir haldeyim
Bir de çatlamış dudaklarıma kadar ıslanıyorum
Yağ ulan yağ
İstediğin kadar yağ
İstersen yağarak boğ beni
Sağanak ol
Şimşekler çak
Gürle ulan gürle
Göğsümü sper ettim
Vuracaksan
Göğsümden vur beni
Ben sensiz yasaklı bir şehir de yaşıyorum
Kendime yabancılaşmışım
Gelecek güzel günlerim yok
Senin gelecekğin de yok
Sen de yoksun
Üstelik aylardan nisan
Yağmurlar da bırakmaz gelmeni
Anadolunun en bereketli yeri topraklarıydı
Ben o topraklara kattım kendimi
Kurudum
Susuz kaldım
Kavurucu güneşte yandım
Ama hep dua ettim Allah’a
Yağmurlar yağsın diye
Üstelik içimden nehirler akıp giderken
Bİliyorum ki
Ben ısanırsam
Bir tek seninle ıslanırım
Göz çukurlarıma kurduğum müebbet özlemlerimle
Ölüm mü
O sonraki iş
Önce seni bulacağım
İbrahim DALKILIÇ
16/04/2014
03:25 izmir
5.0
100% (4)