8
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
2618
Okunma

Bir gemi; rıhtımdan uzak mı uzak
Yolcular beyazlar içinde; sessiz.
Gizemli bu yolda konuşmak yasak
Dostlardan ayrılmış, kalmış kimsesiz.
Tek tip elbiseler; yakasız, kolsuz
Ne ayaklar belli, ne el, ne de baş.
Bir tuhaf yolculuk; parasız pulsuz
Tükenmiş son soluk; ne gam, ne telaş.
Can denen kuşlara dar gelmiş kafes
Uçarken tenini toprağa satmış
Ciğerler almıyor, vermiyor nefes
Bedenler ebedî uykuya yatmış.
Dertli gönüllerde dem almış hüzün
Yük olmuş yüreğe z/amansız(!) fîrak.
Dönüşsüz yolculuk uzun mu uzun
Hiç mola vermeden; mahşer, son durak.
Rıhtıma bir gemi yanaşır bir gün
Âleme garip bir burukluk siner
Son beşer giderken, son bulur sürgün
Güneş elveda der, perdeler iner...
Mecit AKTÜRK