Benim sana olan sevgim küçük bebek gibiydi
Bir bebek gibi masum, suskun bir o kadar da temiz
Pek de bir fark yoktu sevgimle küçük bebek arasında
Mesela hani bebekler alışır ya hemen başını okşayan birine
şte ben de bağlandım sıkı sıkıya senin küçük bir tebessümüne

Benim sana olan sevgim tıpkı sabahları açan güneş gibiydi
Bir güneş kadar büyük ve içini ısıtacak kadar fedakâr
Belki de en çok o temsil edebiliyordu benim sana olan sevgimi
Yaz güneşi terk ettiğinde güneşten sahte bir aydınlık kalır ya geriye hani
İşte sen arkanı dönüp gittiğinde benden geriye yalan gülüşler kaldı
Tek fark o kışın kendini aratır ama benim ne adım ne sanım anılır

Evet. Benim sana olan sevgim yağan yağmurlar gibiydi
Yağmur kadar bereketli seni hayata bağlayacak kadar güçlü
Nasıl sevinir ve boşalırlar demi bulutlar birbirine kavuştuğunda
Yağmur olurdum sel olurdum sana akardım bana bir adım attığında
Ama yağmur için dua edilir bazen yağsın diye benim için se üç kelime
( Benden uzak dur!! )

Benim sana olan sevgim ömrünü evladına adayan bir anne gibiydi
Bir anne kadar güvenilir bir anne kadar şefkat kokan
Senin en küçük rahatsızlığında bütün gece uyuyamayacak kadar korkak
Bir anneyle benim sevgim arasında ise fark hiç yok aksine ikiz kardeş gibi
Çünkü anneler çocukları için türlü fedakârlık yapar da değeri bilinmez ya hani
İşte benim ondan hiçbir farkım ben çok sevdikçe sen beni ezdin...

Şimdilerde ise sana olan sevgim tıpkı kâğıttan yapılma bir uçak gibi
Bir kâğıt kadar yıpranmış bir kâğıt gibi kullanılmış ve atılmış
Hani kâğıt uçaklar eğlendirir masum gibi görünen çocukları ya
Ben de senin gönlünü eğlendirdim ve senin ellerinden bir çöpe atıldım
Ve sana olan sevgim cezalandırılmış bir suçlu gibi bir yerlerde mahkûm
Sevdim diye yargılandım ağır müebbetle yüreğine hapsoldum
Yüreğine hapsoldum…