3
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
923
Okunma

Ne zaman yağmur yağsa,
Senin bana sağanak halinde gelen
Sevgini yeniden yaşıyorum.
Yağmur ıslatmasın diye açtığın şemsiyenin altında,
Gözlerin sel olur vururdu beni.
Her yağmur yağdığında,
Farklı renklerde şemsiyeler açardın.
Ama hep gözlerinde beni ıslatan
Yağmurlar yağardı…
Hangisi özlem, hangisi mutluluk,
Hangisi hüzün, hangisi çaresizlik.
Yüreğinden akan yaşları
Islatmasın diye açtığın şemsiyenin renginden anlardım.
Yüreğimdeki tüm duygular alabora olurdu.
Sana uzak mesafelere kahrederdim.
Ve yağmur yağmasın diye hep dua ederdim.
Senin o yağmurlar ıslatmasın diye açtığın
Şemsiyenin altına sığdırdığın göz pınarlarına,
Bir kelebek dokunuşuyla yok etmek
Ve yüreğime haps etmek isterdim.
Şimdi nerde bir şemsiye görsem,
Senin kuş cıvıltılarını andıran,
Bana tebessümü öğreten,
O doyumsuz kelimelerin ardında,
Şemsiyelerin altına sığınıp,
Onunla en derin yaraları sarmaya çalışan,
Elindekini serçe yüreği telaşıyla,
Sımsıkı sarmalayan
Sen düşersin yüreğime.
Ve o an
Bir acı ruhumu kıskacına alır.
Ve ağlayan bir tebessüm oturur çehreme…
Yüreğindeki tüm şemsiyeleri sevmek
Ve seninle o şemsiyelerin altına sığınıp,
Yağmurlara bile ıslatmadığın gözyaşlarının,
En çok değer veren alıcısı olmayı
Bana çok görme gülüm.
remzihan