5
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
2151
Okunma

Biz, âciz figüranı kulluk hikâyesinin
Koşuyoruz peşinden hayatın gayesinin
Artık ardı göründü ömür sermâyesinin
Zaman sona zimmetli; O’na doğru akıyor
Güneş batmaya yakın göz toprağa bakıyor.
Kahretse de İblis’i çıktığımız basamak
Abes bildik bu yolda bir lahzâ duraksamak.
"Züldür" deyip insana günahı kanıksamak
Kalsa da bazen ramak, düşmedik şer ağına
Talibiz dost bağının gönüller otağına...
Yanılıp baksak dahi alçaktan gelen sese
Bin nedâmet yükleriz boş geçen her nefese
Ta ezelden bağlıyız Kitâb-ı Mukaddes’e
Düşsek de bazen ye’se, etse de rûha tesir
İmanı sağlam olan şeytana olmaz esir.
Namert mahkeme kursa, eller sansa da sanık
Caymayız ahdimizden; Yaradan buna tanık!
Resûl’e özlem ile gezeriz bağrı yanık
Gâh gâfil, gâh uyanık; bazen kaysa da zemin
Rahmân’ın rahmetinden her zaman olduk emin.
Deseler ki "Gel, sen ol, şu cihâna Padişah"
Dünyevî Sultanlığa aslâ etmeyiz tamah
Secde edip Allah’a; deyip O’dur tek ilah
Ayırdık sevap-günah; bildik neymiş kâr-zarar
Yaradan’dan edip ar; ikrârda kıldık karar.
Rehberdir Kur’an kula, âyan beyan kara, ak
Dara düşene Rabbi tek liman, tek sığınak
Dünya bize gölgelik, Firdevs yegâne konak
Kaptırmayız düşmana ölsek de kal’amızı
Dost deriz Azrâil’e, bekleriz salâmızı.
Mecit AKTÜRK
Berlin, 25.03.2014