2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1224
Okunma
Zamanın ötesinde ki aşk çığlıklarını
Koparıp geldikçe,
Seni yaşamak çoğalır
Maviyi doldururken gözlerim.
Havanın, suyun, toprağın
Birleştiği bütün herşey
Senin lezzetinle öpüyor ruhumu
Ağıt yakacak zamanlarım
Tükenip gitti hayatımı
Kendine mecbur ettiğin gün.
İsyanlarım, asiliğime yalvarıp duran
Uzun mevsimlerin yolcusu gibi
Şu an ; belki de ağlıyor çaresizliğine
Belki sen onca yenilgilerimden sonra
Kazandığım en büyük
Zaferim olacaksın,
Irmakların, çiçeklerin ve kuşların
Çılgınca ruhumda seviştiği gün.
Her gece seni düşlerime sarıp
Uyuduğum zaman
Dünya küçük bir ada
Güneş, ay ve yıldız
Aşk’ı ikram eden
Sıcak iklimlerin bereket Tanrıları gibi
Dönüp durur başımda,
Yeniden tanıyorum
İnsan olduğumu
İçimde hiçbir acıyı duymadan.
Aşk ; dağların yücesinden taşarak
Denizlerin keşfedilmeyen
Diplerine kadar uzanmış
Kutsal bir Tanrı büyüsü
Herkese nasip olmayan.
Tek bir günün ve bir anın bile
Teninde gül kokladım diye geçirdiğim
Her saniye meğer,
Aşk yolcusuymuşum ben
Kalbim bu duyguyla dolup taşarken
Ne rüya, ne düş, ne hayalmiş
Ufuklarımda kurduğum.
Ben her busesinde sırrını çözdüğüm hayat
Ve her bakışında cenneti taşıyan
Sıcak bakışları buldum.
Zaman ve aşk’ı tanıyarak.
5.0
100% (1)