18
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
2065
Okunma
Hangi amaç uğruna gönül candan vazgeçer;
Vatana kurban olmak, senin için sır değil.
İlkbahar, sonbahar, kış, bilemem kaç yaz geçer;
Çağlar seni anacak, sadece asır değil.
Tarihte nice anlar, nice destanlar var da;
Çoğu bir resim gibi mahzun kalmış duvarda;
Seninse çağ yıktığın, çağ açtığın diyarda;
Bıraktığın hoşseda, sıradan unsur değil.
Sen; özgürlük denince, gözü kararmış çılgın;
Adını duyan herkes, cesaretinden yılgın;
Giderken yüreklerde bıraktığın o ılgın;
Zamanla törpülenip, çıkan bir nasır değil.
Cümle alem gıptayla hâlâ anar cengini;
Göstersin bana biri, bu meyanda dengini;
İdrak da edemezler, yiğitlik mihengini
Yazdığın kitâbeler, fânilik nesir değil.
Emanetin şüphesiz, canımız içinde can;
Ruhumuz, destanının nakışlarına kadran;
Sanadır her methiye, sana lâyık şöhret şan;
İmar ettiğin yapı, dünyevi kasır değil.
Dinmeyen bir sızısın bizde, geçse de bin yıl;
Çözemez gizemini, akıl içinde akıl;
Zamanla çürür toprak, zamanla erir çakıl;
Sense; zaman üstüsün, zamana esir değil.
mehmet ziya dinç
17-03-2014
5.0
100% (22)