26
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
2426
Okunma

geç kalmışlığım durur karşımda
bir kadın özgürlüğünü haykırırken
diğeri yere kapaklanır
ellerinin izi kalır adamın
suskun dudaklarında
bu güvercinler kime havalanır
çatılardan yükselir çırpınış
ne denli mavi delisi
ne denli özgürlüğe vurgun
düşlere uçarlar
yere çarpılmışlığım kalkar ayağa
bir kâğıt defter alır eline
resmini çizer bırakılmışlığın
ayazda üşür, donar sevda
elleri titrer,
yüreği üşür
evlerin kafesinde çırpınır
kimse duymaz
titrediğini umutlarının
bön bön baktığını duvarların
duvarın arkası yıkım denilir
yıkılırsın
adım atsan sokağa
sokaklar küfür
hayata nerden baktıklarını bilirsin
ağızlarına pelesenk olmuş şeyden
girerler dünya hanına
yolcular farksız birbirinden
yemek, içmek uyumak
yatıp kalkmak
nerde kaldığına bakarsın
gözlerinin altındaki morlarda
kaç şekli var dünyanın
görürsun
çabalarsın boyunu aşmaya
kadınsın
emzirirsin bebeğini
yüreği, beyni incinmiş
daha ne çok kadınlar var
kilitli kapıların ardında
dayanmış bir süpürge gibi
gölgedir gezinir evlerde
yüzlerinde donmuştur sevgi
ölüm sessizliğinde
6. 3. 2014 / Nazik Gülünay