Kurban olam dağına, bulutuna karına,
Benden selam söyleyin, bizim ele turnalar.
Hasret kaldım aşına, düğün, dernek, barına,
Benden selam götürün esen yele turnalar.

Hem yoksul, hem cahildik, geçim derdi diyerek,
Terk eyledik ocağı, uzak ellere vardık.
Ne olduğu belirsiz onu, bunu yiyerek,
Havasını suyunu bedenimizde kardık.

İmrendik renkli çula, albenisi urbaya,
Uymasa da bedene etrafa caka sattık.
Ne bulduysak doldurduk kese denen torbaya,
Sonsuz sandık hayatı ölüme hava attık!

Dünya malı peşinde koşup durduk yıllarca,
Esir gibi yaşadık beton yığınlarında.
Yalan yanlış işlerde ayak sürdük yıllarca,
Şuursuzca yıprandık, nefsin çıkınlarında.

Bilemedik sevmeyi sevgiye muhtaç kaldık.
Milyonların içinde boşa aradık dostu.
Çeşit çeşit eğlence şehvet aşkına daldık,
Rakı, şarap demedik, serdik yerlere postu.

Unuttuk dürüstlüğü, kire daldı elimiz.
Haram, helal demeden kazanca kılıf bulduk.
Küfür dolu sözlerle konuştu hep dilimiz.
Nerde bir garip görsek, haline bakıp güldük.

Medeniyet yolunun sonucu buymuş meğer,
İnsanlığı unuttuk vahşi hayvana döndük.
Saklandık zalimlerden korktuk bize de değer,
Mumun alevi gibi yandık, eridik, söndük.

Dalıma kondu bir gün onulmaz bir hastalık,
Boşa gitti yıllarım diye dilim ah etti.
Zamanı geri sarsam, yoktur bende ustalık,
Akıl başa gelse de eyvahlar bana yetti.

Ölmeden son bir defa düşse köye yolumuz,
Ağlayıp huzur bulsam tertemiz ocağında.
Tutmasa da dizimiz, kanadımız kolumuz,
Özgürce nefes alsam şefkatli kucağında.

Mehmet Macit
18.12.2013
Samsun

Erzurum Pazaryolu köyü ise Korkut,
Bir zamanlar nereye koşardı Turgut,
İnsan uzaklarda olsada köyünü özler,
Köyde kalan canların ellerinden tut...
HakanKURTARAN