0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
988
Okunma
tanrım neyi...
bu tuhaf kosusturmanın cevaplanılamayan soruları
tanrım
hangi zamanın sınırları arasındayız
silmek icin ugrasır insan aklının köselerindeki sivrilikleri
geri dönülesi bir karamsarlıktan sıkılıp
hayata tutunmaya calısıyorum
iki kat arasında kalmıs ve bir turlu
karara baglanamamıs asansör gibi...
ne boslugumun bana bir faydası var
nede hakkımda karar alacak yargıcların...
tutup kollarımdan sarsabilirmisin beni?
bana tutunamadıgından beri ipini kopartmıs bir ucurtma gibiyim
senin baktıgın yerden kendime bakabiliyor olsaydım
belki sadece basımı öne eğip yururdum
alnının yazısı yazdıklarından belli
kendi lanetini kabullenmiş serseri bir sairim ben
öldukten sonra ismi istanbulun bir sokagına verilecek
kendime gelebilirsem eger
simdi yazdıklarımı da
senin isminle bitirebilecek...
adını söylersem şiir sunuyor sairler bana
hatta kafiyesini benim istedigim gibi
hatta hecelerini
hatta benim sevgimi
benim gibi yazıyorlar
bazı sairler
siparişle şiir yazıyorlar..
yazdıklarını okuyunca sen cıkacakmıssın
harfleri birlestirince adın duyulacakmıs
hicbir zaman beceremedim sipariş uzerine yazmayı
simdi de beceremiyorum
nede sonra olmayacak
adınla baslayan bir şiir yazmak
gizli öznesi sen oldugun her cumleden vazgecmek
bana göre deil
ne kimse bilsin adını
ne de kimse inansın
özlemim’den yorulmus ve aslına ihanet etmiş bir yabancıyım ben...
zorlama bir kabul edişin ardından, kendini öldüren...
lanetlendigimin farkındayım, son bir kez görebilseydim seni...
eski bir şiirin bir türlü tamamlanamayan dizeleri gibi...
merhatmetinden uzagım tanrımın
isyankar ruhumun kaybı
melankolik bir şairin bos bir sayfaya karaladıgı son şiiri...