23
Yorum
32
Beğeni
0,0
Puan
2530
Okunma

evcilik oynardık seninle
aramızda duru bir suydu yaşam
sevgi katlı değildi kitap aralarında
çok katlı binalardan bakmazdık birbirimize
otururduk yer minderine
bakışlarımız ta uzaklarda bulurdu birbirini
elimiz üstündeydi yüreğimizin
odun sobası yanardı odamızda
ayaklarımız değerdi birbirine
yakındık nasıl yakınsa bir çiçek yaprağına
sen çocuk, ben daha çocuk
büyümek hayalleriydi kurduğumuz
büyük adam olmaklar, büyük kadın
oysa o zaman da büyüktü adımlarımız
büyümeye özenen gövdemizden
zaman yedi bizi sevdiğim, küçüldük
öyle minik ki adımlarımız
geçmek istedikçe boyumuzu
adımlarımızı biçtiler
sen kadın, sen erkeksin dediler
kıyıda duran bir taşsın sanki
öyle soğuk bakarsın uzaktan
bir yılan gibi çıkarmışsın eski kavını
ellerinle örtersin
çıplak kalan sevgini
daha büyümeye ne kadar var derken
böyle miydi büyümek
çok uzaktan bakarak kendimize
ısırılacak kalıyor elimizdeki şeftali
ay karanlığa verirken yerini
ne kadar yakındık önce
19. 2. 2014 / Nazik Gülünay