7
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
1151
Okunma

Gecenin soluk benizli yüzünü karşıma alıp
tek ayağı kırık yıldızın üstünde demleniyorum
kafam zaten daha oturmadan eskilerden kıyak
ay hancılık vazifesinden gocunmuş
içinden geçeni de bilirim
bir kadına yakışmaz diyor kesin
Umursamaz tavırlarım gözlerimden dökülürken
en acısından bir kadehi daha kafama dikiyorum
soğuk duş etkisi yapıyor yangınıma
önce söner gibi yapıp aniden harlanıyor içimde
elimle söküp yere atıyorum
topuğumla basıyorum üstüne
yanan ruhumla eriyor Sema’da..
Gece sitemkar gözlerini gözlerime dikiyor
’’ yeter ’’ içme bu kadar diyen sesi bir anne şefkatiyle sarmalanmış
içime dokunuyor yavaşça
yutkunurken boğazıma yarım kalan aşkın kılçığı saplanıyor
kıvranıyorum yeniden
yeni bir bardağa hamle yapıyorum
yıldızlardan süzülen ışıkla dolmuş içi
dikiyorum kafama
binlerce sevenin aşkı canlanıyor ruhumda
yıldız falları sıra sıra geçiyor önümden
hiç birinde sen yoksun
anlıyorum ki aslında benim için saklanan
Eros’un zehirli tek okusun.
Kalkıyorum bir türlü doyamadığım yalnızlığımdan
kırık yıldıza bir tekme atarak
yine sonsuz hüznü önüm sıra katarak
itekleye itekleye sonumun olduğu kuyuya götürüyorum
bir zamanlar kahkahaların çınladığı ev dediğim kuyunun başına
bağdaş kurup oturuyorum
Sarhoşum aymadan daha
bir gülüşlük saadete doymadan daha..
Yavaş yavaş dökülüyorum gecenin koynundan
ıssız, sahipsiz bir göl kenarına konuşlanıyorum
hazırım savaşmaya
her ne olursa olsun gece ile gündüzü buluşturmaya.
Kim bilir...
Zaman..
Ayvazım DENİZ
5.0
100% (16)