yol düz, eğri büğrü yol dağa ağrı çıkıyor ayırdetmez karanlık bir örtü var yolun üstünde kara geceler gibi yıldızsız ay yummuş gözünü yansısı görülmüyor lâcivert denizde
yol başka yollara açılıyor orda insanlar yok orda ağaçlar devriliyor habersizce kuzey ormanları ağlıyor ağlıyor toprak köylü yol
kaç kilometre daha ağaç devrilecek ranta hesapta kaç zengin yiyecek kaç fakiri üç kuruşu gidecek üç buçuk milyonun yanına cep/ler ağlıyor
iş olsun köprü kurmak üçüncü kez altında evler değerinden utanacak tıpkı evi gibi Zeki Müren’in kaçıracak sahibini
yoll/ar kovalayacak altın boynuz taşacak insandan ıslak köprü ayağı betonlarından umulan kazanç yüzünü kapatacak deniz unutacak dalgalanmayı dümdüz kala kalacak buruşuk çarşaf gibi
kim izin verecek buna, kim verdi kim hesap soracak ağaçlar yürüyemez ki yürüyemez karnı deşilen toprak heey insan desem al umudunu çık yola
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ormanın, ağacın Ağzı yok dili yok Önce yol geçer Götürür ağacı Sonra yan yollar Köpürtür toprağı Sonra villalar Doldurur dağları Hayallerde kalır Meram bağları
Buradaki amaç, kesinlikle ihtiyaçların zorladığı bir hizmet anlayışı değildir. Üçün cü köprü kesinlikle bir rant olayıdır, bir kısım yandaşlara iş olanağı yaratarak para kazandırma olayıdır. Hep bunu yapıyor bu zihniyetin temsilcisi kendini toplum mühendisi lanse eden siyaset bezirganları. Amaç kendi zenginini yaratmak, şehir içinde tükenen arazi ve emlak piyasasının spekülasyonunu İstanbul un dış çevrelerinde canlandırmak. Değil üçüncü köprü, güzelim İstanbul boğazı üzerine on tane de köprü yapsanız, İstanbul un trafik sorununu çözemezsiniz. Zaten amaç da Trafik sorununu çözmek değil. Olduğundan daha karmaşık, daha da çetrefil hale getirir, İstanbul a girecek araç sayısını sınırlamaz, İstanbul trafiğine olanağı olan herkesin tek kişi de olsa özel arabalarıyla, plansız ve sınırsız keyiflerince çıkışını önlemedikten sonra. Son derece basit ve kolay bu tedbirlerin alınması. Kuralların uygulanması halinde, ne bu kadar köprü, ne de bu kadar büyük masraflara baliğ olan fuzuli yolların yapılmasına gerek kalır. Hem de; "Yol ve köprü yapıyoruz" aldatmaca söylemleriyle, güzel İstanbul un ciğerleri sayılan bin cefayla yetiştirilen ormanları cinayet işlenircesine kesilmez, fakir - fukara, garip guraba, köylü kentli yurttaşların emlak ları ellerinden bir kilo fasulye fiyatına, kamulaştırma adıyla zorla ellerinden alınmaz. (Eşimle birlikte bizzat biz de yaşıyoruz bu mezalimi, zorbalığı) Ama, kesinlikle bilinmelidir ki hizmet gerekçesiyle, rant olayını devasa boyutlara çıkartarak, kendi zenginlerine, yandaşlarına, iş ve aşırı kazanç olanakları yaratmak için, "büyük projeler" laf şamatalarıyla cahil halkın gözünü boyuyorlar. İstanbul da yapılan, daha binlerce böylesi rant vurgunu bu çağın akıl almaz en büyük soygunlarıdır. Üçün çü hava alanı olayı da, boğaz üzerine yapılması düşünülen teleferik projesi de, hep ranta bağlı büyük soygun projeleridir. Hiç birisi İstanbul a, İstanbul halkına yarar sağlamayacak, fakat birilerine alabildiğine bol para kazandıracak rant sal girişimlerdir, bunlar. Bu halk gözünü yumup, ağzını açtıkça kesinlikle hep soyulacak, bir hırka - bir lokma ya daima esir olacaktır. Bir halk yaşamını, geleceğini, haklarının kimler tarafından gasbedildiğini görüp düşünmedikçe ve onları elde etmeye gayret göstermedikçe, hiç kuşkusuz, bu gün yaşadıklarının daha bin misli fazlasını gelecek günlerinde de yaşayacaktır.
kalemine, cesur yüreğinize sağlık Nazik Gülünay. tebrik ve taktirlerimle kutluyorum sizi. Kemal polat
Çok haklısınız Kemal bey. Her şeyde olduğu gibi burada da öncelikleri rant.. Az önce Tv'de Üçüncü İstanbul'da yapmayı düşündükleri havaalanıyla ilgili bir program izledim, içim sızladı. Neler dönüyor. Bu konuda uyaran projeyi yeterli görmeye bürokratlar dinlenmiyor. Gözlerini rant bürümüş. İnsanmış, doğaymış hiç düşünülmüyor..
Değerli yorumunuza çok teşekkürler.
Perşembe gününden bu yana internete girmedim. Evde değildim.
Çok haklısınız Kemal bey. Her şeyde olduğu gibi burada da öncelikleri rant.. Az önce Tv'de Üçüncü İstanbul'da yapmayı düşündükleri havaalanıyla ilgili bir program izledim, içim sızladı. Neler dönüyor. Bu konuda uyaran projeyi yeterli görmeye bürokratlar dinlenmiyor. Gözlerini rant bürümüş. İnsanmış, doğaymış hiç düşünülmüyor..
Değerli yorumunuza çok teşekkürler.
Perşembe gününden bu yana internete girmedim. Evde değildim.
Yaşamın acımasızlığı yer yer ne yazıkki ihtiyaçtan da olsa rantlar olmasa güzelim yeşil alanlarımız daralmasa. Anlamı içinde barındıran değerli güncel şiirinizi kutlarım hocam saygılar.
yoll/ar kovalayacak altın boynuz taşacak insandan ıslak köprü ayağı betonlarından umulan kazanç yüzünü kapatacak deniz unutacak dalgalanmayı dümdüz kala kalacak buruşuk çarşaf gibi
kim izin verecek buna, kim verdi kim hesap soracak ağaçlar yürüyemez ki yürüyemez karnı deşilen toprak heey insan desem al umudunu çık yola
12. 2. 2014 / Nazik Gülünay
Kutluyorum usta kalemi Bizim ilk okul çağımızda Yurtaşlık bilgisi dersi vardı Usta kaleme Yurtaşlık bilgisinden tam puan Kalemin susmasın ustam __________________________________Saygılar
Halkım dediklerinin fikrini alan var mı ki.Sandıkta lazım onlar yalnızca. Karın,menfaatin gerçek yüzü o çıkarcı beyinlerde. Ve çıkar yol ağır aksak yürümeyi bile beceremeyen bizlerde. Silkinmeni zamanı gelmişte geçiyor bile. Canım yine harikaydın. Kutlarım.
Hanımefendi sabah bir haber üzerine yahu ne vakittir hiç hizmetten söz etmiyoruz hep, yalandan dolandan, hırsızlıktan, arsızlıktan, paralelden taaaa ötesinden yok berisinden konuşur olduk. Siyasiler siyaseti bıraktı birbirlerini bizim gözümüzde az daha küçültmeye bakıyorlar. Bu devletin çarkını kim neresinden nasıl çeviriyor... ? Derken siz köprüyü sürdünüz ön plana... Ancak ortada hizmet yerine rantın rol aldığı bir proje... Yani işimiz gücümüz hizmet sektörü de dahil olmak üzere devletin nasıl kemirileceğine yönelik projelerde. Bu projeden kim ne sağlayacak tek tek yazmışsınız. Herşey de bu kadar aleni, Allah'ım sen aklıma mukayyet ol ! Hanımefendi duyarlı yüreğinizi kutlar saygılar sunarım.
GÜNCEL BİR OLAYA PARMAK BASMIŞSINIZ ÜSTÜNE BASA BASA ÜSTADE. ARTIK YEŞİLİ DÜŞÜNEN, VERİMLİ TOPRAKLARI DÜŞÜNEN YOK ŞİMDİLERDE. ŞİMDİLERDE TEK AMAÇ DİZELERİNİZDE DE DEDİĞİNİZ GİBİ RANT, RANT, RANT... KESE DOLDURMAK. BAL TUTAN PARMAĞINI YALARMIŞ MİSALİ ONLARDA GÜÇ ELLERİNDE YA HER NİMETTEN FAYDALANIYORLAR. GÖNÜL SESİNİZ SUSMASIN. SAYGILARIMLA...
Ne yazıkki, rant öne çıktı. İnsana ve doğaya değer verilmiyor. İnsanlar sadece önlerindeki sayılı yılları görüyor, ileriyi düşünen yok. Bu günler de düşünülmüyor artık.
Ne yazıkki, rant öne çıktı. İnsana ve doğaya değer verilmiyor. İnsanlar sadece önlerindeki sayılı yılları görüyor, ileriyi düşünen yok. Bu günler de düşünülmüyor artık.
dost dost acı söyler elzem olan olmalıdır birinci köprüde de karşı çıkıldı siz o günleri bilmezsiniz karşıda bekleyen kamyonlar günlerce beklerdi çürüyen sebze meyveler denize dökülürdü karşıya geçmek ne mümkün imtihan kaçıranlar işten olanlarda caba...burada asıl olan ranta göre yer seçilmesi değil en uygun yer adalet içinde belirlenmesi olmalıdır...kutlarım duyarlı yürek sesini kal esenlik içinde...
İstanbul'u rant merkezi haline getiren ,bir avuç ağacı beton yığınları uğruna yok eden,Anadolu'yu unutup ya da görmezden gelip bütün iş alanlarını ekonomik yapılanmayı Marmara'ya (İstanbul'a) taşıyan ,çarpık nüfus yoğunluğuna sebep olan ,yandaşa kapkara paralar kazandıran v.s v.s. hâlâ da doğacıyım diyen bir köhnemiş anlayış ki bir sürü de yandaş buluyor kerameti kendinden menkul önüne gelene çirkin yaftalar yapıştırmaya ,hırsızı arsızı sıvazlamaya devam ediyor. Be canım (göremeyenlere) halkım hırsızı arsızı daha nereye kadar kollayıp koruyacaksın ki. Aslında bu dizeler çok şey söylemeyi gerektiriyor ya. Sana binlerce teşekkür ederim saygılar.
Ben sana bir şey diyeyim mi değerli arkadaşım, Eli öpülecekler hariç ,on metre uzağı göremeyen örümcek kafalılara sen de insansın demek öyle zoruma gidiyor ki... Yirmi birinci asır nerdeyse bitecek,hâlâ asırlar öncesinde yaşayanlar ne zman ayıkacak!. dert çok ve de büyük... Tekrar teşekkür ederim cesur yüreğine.
Ben sana bir şey diyeyim mi değerli arkadaşım, Eli öpülecekler hariç ,on metre uzağı göremeyen örümcek kafalılara sen de insansın demek öyle zoruma gidiyor ki... Yirmi birinci asır nerdeyse bitecek,hâlâ asırlar öncesinde yaşayanlar ne zman ayıkacak!. dert çok ve de büyük... Tekrar teşekkür ederim cesur yüreğine.
yoll/ar kovalayacak altın boynuz taşacak insandan ıslak köprü ayağı betonlarından umulan kazanç yüzünü kapatacak deniz unutacak dalgalanmayı dümdüz kala kalacak buruşuk çarşaf gibi
kim izin verecek buna, kim verdi kim hesap soracak ağaçlar yürüyemez ki yürüyemez karnı deşilen toprak heey insan desem al umudunu çık yola
çaresizliğimizi anlatan güzel dizeler olmuş tebrik ediyorum selamlar.....
Valla canım beğenmezsen al ananı gel:))) İşte biz bu Ülke de yaşıyoruz..
Hırsızı neden yakaladın diye onca polisi kaptan kaba döküyoruz.Kime sordu da yakaladı değil mi:) Hani baklava, ekmek çalsa yakala sorun yok:) Senin ne haddine tirilyon ları götüren minnacık gemiler alan adamları yakalamaya kalk mak cısss:))
Değil ki ağaç toprak düşünecek bunlar.. Ağacı düşünürler kereste yapıp en pahalısından millete satmak için.
Toprak mı? Satılık var hanım vatanı satıyoruzzzzzzzz:) Artık yorum yok dermişim:)
Padişah ferman buyurmuş dönüş yok kılıç kından çıkmış millet o kadar bağırıp çağırsın ki emir demiri kesiyor....bu millet hak etti koyun gibi başı önünde ota, samana razı olursa ....yol uzun Allah sonumuzu hayrede kutlarım saygılarımla.
Günümüzde,önce insana,izana,vicdana ihtiyaçvar Ağaçdemek,insandemek,inanılmaz katliamlarvar Güneş utanıyor doğmaktan, ay utanıyordünyaya yansımaktan Yıldızlar utanıyor, ışılışıl semalarda parlamaktan Bunca çirkinliğerağmen geçilmiyor omurgasız şak şakçılardan Onur,şeref,haysiyet para olmuş, meydanlar yalakalarateslim Tek çare tüyü bitmemiş yetimin hakkı yiyenden ulu divandan gelecek beladan Bu yüzler Allahtan korkmayan kuldan utanmayan ar damarıyırtılmış gözü karakçsele misaliyüzler İçtendi manidardı, yüreğim sızıladı Köze düşen engin yüreğe haksızlıklar karşısında eğilmeyen onurlu cesur kaleme Saygı * * * * * * * * * *
Kimi analar katil cellat doğurmuş yürekler kanar ,vicdan yoksunu kibir yaratıklar Kimi analar vicdan,izan insan gibii ,merhamet timsali insan doğurmuş insanlık için ağlar Gün gelir, tarih günahı sevabıyla herkesi sorgular Bu çırpınışlar, can havliyle yapılan çırpınışlar özeti Çok selam ve çok saygılar
Artık günümüzde ağaç katiamı gibi insan katliamı da yapılıyor. Silivri'ye Hasdal'a Sincan'a ve diğer tutsakevleri suçsuz tutuklularla dolu. Üstelik hastalar var arlarında.
Kimi analar katil cellat doğurmuş yürekler kanar ,vicdan yoksunu kibir yaratıklar Kimi analar vicdan,izan insan gibii ,merhamet timsali insan doğurmuş insanlık için ağlar Gün gelir, tarih günahı sevabıyla herkesi sorgular Bu çırpınışlar, can havliyle yapılan çırpınışlar özeti Çok selam ve çok saygılar
Artık günümüzde ağaç katiamı gibi insan katliamı da yapılıyor. Silivri'ye Hasdal'a Sincan'a ve diğer tutsakevleri suçsuz tutuklularla dolu. Üstelik hastalar var arlarında.
yol düz, eğri büğrü yol dağa ağrı çıkıyor ayırdetmez karanlık bir örtü var yolun üstünde kara geceler gibi yıldızsız ay yummuş gözünü yansısı görülmüyor lâcivert denizde
yol başka yollara açılıyor orda insanlar yok orda ağaçlar devriliyor habersizce kuzey ormanları ağlıyor ağlıyor toprak köylü yol
kaç kilometre daha ağaç devrilecek ranta hesapta kaç zengin yiyecek kaç fakiri üç kuruşu gidecek üç buçuk milyonun yanına cep/ler ağlıyor
iş olsun köprü kurmak üçüncü kez altında evler değerinden utanacak tıpkı evi gibi Zeki Müren’in kaçıracak sahibini yazdıran yüreğini güzel yazan kalemini kutlarım.Beğeni ile okudum.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.