11
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2279
Okunma

< Aşk giderse geri döner mi aynı kişi tarafından?>
Sizden bihaber geldim,
Balıkçı kasabasındaki o koya.
Rakı masasına oturdum zamanın,
Ay ışığı vurmuştu sofranıza.
Sonra uğurladınız beni diğer misafirlerinizin arasına
Ah azizim…
Yalanları doğru sanıp,
Aşkları da meze yapıp içmekteydiniz,
Meyler gibi kana kana
Işıklar söndüğünde başladı alakam sizinle
Işıklar söndüğünde barıştı kadehler yeniden şişelerle…
Tanıdıkça,
Kökleriniz yerleşti bir şiirin biyografisine,
Siz sarmaşıklar misali tutunmuştunuz doğru bildiklerinize,
Ahenk katmıştınız ömrümdeki her kelama
Resimleriniz vardı siyah beyaz…
Sözleriniz kıvrımları keskin bir fırça gibiydi
Üzerinden renkler damıtmıştı zamana…
Okşadınız elbisemin altındaki yorgun kalbi,
Nasıl da teslim olmak istemiştim size o anda…
Gün güneşi erteler mi?
Siz erteliyordunuz dudaklarımdaki sevişleri
Yazamıyordum yüzünüzden geçmeyen heceleri
Elinizin tersi ile kesiyordunuz soluğumu
Bana kalan hep,
Özlemin küf kokan tortusu
Öylece durup,
Üstelik zamanı da durdurup,
Ölümü öldürmeyen yüreğinize yaslanıp
Unutuyordum tüm bildiklerimi…
Ah azizim…
Siz, dumanın isiyle mi yazarsınız
Gönüllere adınızı?
Ateşinizle mi kazırsınız,
Şiirlere namınızı?
Acının tanrısı şeytana bile nasıl taptırır,
Siyahî benziniz?
Söyleyin,
Ben asırlardır bildiklerimi gözlerinize gömdüm,
Sahi,
Siz kimsiniz?
Tahta kaşıkları aştan çıkartıp
Aşka batırdınız…
Neler saklıdır bir fincan kahvede
Yazık, ne kadar azını görür falcılar,
Siz o falların neresinde saklıydınız?
Dallarınız artık başka baharlarda çiçeklenecek bilirim,
Kapı bıraktığınız gibi aralık
Kapatmadınız...
Yolunuz düşerse bir gün,
Bana yine uğrar mısınız?
Elif SEZGİN