7
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1614
Okunma

tükendi gönül erzağım
bir ağaca yaslayıp,
tembihledin yorgun düşen gölgemi.
bir orman kuytusuna bırakıp beni,
kaçtın oysa.
içimin tek nüfuslu şehrinden kaçtın ...
oysa ben her senli düş kurduğumda
bir çakıl taşı koymuştum cebime
her birini isminin harfi sayısınca,
günaydınlamıştım her sabah.
her akşam avuçlarımda uyutmuştum hepsini.
güvenmiştim.
koşup gelmiştim karanlığına peşinsıra,
güneşlerimi ıslatarak.
aklımı sırtlayıp ardından,
yüreğimin çığlıklarına kanmıştım.
ve ben seni,
gökyüzüm kadar derin,
memleket kadar eşsiz sanmıştım...
şimdi geldiğim yollardan topluyorum her zerreni.
yola dizdiklerimi tüketmiş olmalı kuşlar.
kaybım büyük,hasar derin...
tanıdık değil bu gökyüzü,
toprak kokmuyor artık.
döndüğüm yollar bu değil,
bu değil bıraktığın zebun...
savrulmuş bir yaprağın yazgısını güderim şimdi,
rüzgarın önünde perişan ...
yine de bir ihtimal beslerim gizimin sarkıtlarında :
belli mi olur ,
belki çalar kapın bir gün
bir ses aralar perdelerini
belki düşerim yine eşiğine...
kimbilir...
AYŞE IŞIK UYANIK
28 OCAK 2014
5.0
100% (11)