0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
839
Okunma
Bilinmez bir denklem içine sıkıştırılmış duygularım
Arap saçına dönmüş hayatım
Pantolonumun yırtılmış paçavraları
Umutlarım gibi sökülmüş ceketimin düğmeleri
Yalnızlığıma çay demleyen sakine hanım
Perişan halimi görüp de üzülme diyen meyhaneci Halil usta
Pencereye yanağımı dayayıp yolları izlerken
Yollar bile üşeniyordu şu halime
Toprak üşüyor ben üşüyorum gökyüzü kararıyor
Ay çıkmak istemiyor bu geçe
Hayatımda bir yıldız daha kayıyor sana
Dilek tutmak kalıyor sadece görenlere bana da hüzün
Üşüyor son baharda yapraklar, bir bir dökülüyor
Saçlarıma aklar düşüyor
Oysa ben senden neler istemiştim
Saçlarımız beraber aklaşacaktı böyle yalnız değil
Bütün gölgelere akşam düşüyor bana da yalnızlık uğruyor
Giden yolcuları gelen yolcuları izliyorum emin önü iskelesinde
Oysa ne de çok binmiştik bu vapurlara
Martılara atığımız simitler vapurun ucunda yaptığımız Titanik
Deniz melteminin okşadığı saçların dalgalanıyordu
Dalgalanan saçın yüzeme değiyordu ömrüm o an bitecek gibi oluyordu
Martılar sevgilim martılar bugün yine aynı iskele etrafında
Beni görüyorlar elimde simit yok, sen yoksun yanımda halime ağlamaya başlıyorlar
Bakmaz artık kimseler yüzüme
Beni gören hayattan soğuyor
Alnıma acılan kötü kader hatları
Yüreğimde taşıdığım sensizliğin yükü
SERKAN ŞİMŞEK