4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1189
Okunma
Kapattığım kapıların arkasında bıraktım
Toz birikintilerini arasında sözlerim kaldı
Seninkiler kirlendi
Sorularım uçuştu eşiğe doğru
Bıraktığım izlerin arasında yeni bir yol seçti kendine
Yeni bir şarkıya hecelenmek istedi
Başka parmaklara sarılmak
Dolanmak istedi hayat çizgilerinde
Bir koku
Menekşeden güzel karanfilden yoğun
Peşinden giderken
Yeni bir sokak, taşlarında başka “aidiyetler”
Başka kadınların, başka adamların hayatlarından
Memnun ve ya değil
Yeni bir ev
Çatısı aktarılmaya bekler, pencereleri akmış
Kepenkleri ağarmış, kiremitlerinde kırıklar
Merdivenlerinde kokunun zemheri aydınlığı
Sahibinin yorgun yalnızlığı basamaklarda nefesine sarılan
Kadife çeketinde sinmişliği başka bir yakanın
Mavi yakasında bir kaç damla denizinden bu kentin
İmza gibi, varlık ve yokluk gibi
Son buluşların
Bıraktığı son gülümseyişleri
Cebine doldurduğu
Bir tarih gecenin ışıklarına karışan mırıltıyla
Bir tarih uzun yürüyüşler Çengelköy’ün eteklerine doğru
İçinde sayamadığım kadar anı, hepsi anılan bir gülümseyişle
Bayram şekeri gibi değil tatlı, ama anlamlı sabahı kadar
Biraz kalbi kırık
Bir şarkının etrafında dönen “ben” kadar özlemiş
İzlerin arasında aradığım bir koku
Kokunun köşelerinde kıyı hikayesi bir parça kağıda sıkışmış
Bir parça kendine bir parça yanağını ıslatan damlalara
Şarkı gibi süzülen boynuna
Koku hiç söylenir mi?
Bir ezgiye sığınır mı?
Şarkı olur mu cebine doldurduğu gülümseyişleri gibi içten
Şarkı olur mu şimdi defalarca dinlediğim parça gibi?
Yalandan da olsa...