Gidemediğim her dakikanın saniyelerine yazıyorum
Belki bir aşk bir aşk daha büyüsün diye gözlerim
Kirpiklerimi saran her serinlige yazıyorum
Bir nefes bir nefes daha kurumasın diye yaşlarım

Çok uzaklarda kalan bir anı varlığında büyüleri...
Gidemediğim bir şehrin arka sokaklarında buğulu bir bohemyası
Dört gri duvar arasında sıcaklığı ay ışığına tutkulu...
Bir şairin diline karışan
Bir müzisyenin flüt sonatına
Bir ressamın fırçasına kimi zaman...
Hem çok yakın sanki omuzlarımda kalan dokunuşun gibi
Hem çok uzak dilini bilmediğim bi mektup gibi
Elime aldımğım
Nazikçe dokunduğum her satırını tıpkı tenindeki koku gibi
Aşkla okşadığım
Ama okuyup anlayamdığım
Duyamadıkça kulaklarımda fısıltıları
Yorulduğum...

Zamana dokunmak istiyorum...
Bir parça olmak değil dünle bugün arasında, hükmedeblimek istiyorum anlara
Geri almak istiyorum göz yaşlarımı
Bir deniz yolculuğunda boğazıma takılan her heceyi
Sararan yüzümde kalan son gülümseyişi saklayabilmek istiyorum
Kalbimin küçük odalarında
Parmaklarımda kalan kokunu geri vermek istiyorum sana
Hiç olmamış gibi yürüyebilmek istiyorum sahil boyu
Bedenimi ürperten esintiye sarılabilmek istiyorum
Sana sarılmayı arzuladığım gibi...

Zihnimde kalan anları damla damla denize karıştırmak
Nefes nefes bırakabilmek istiyorum lodosa
Tül bir örtü gibi semada hem var edip hem de yok edebilmeyi arzuluyorum
Düşlerime saklıyorum seni
Gelip gidişlerine bırakıyorum göğsümdeki ağrıyı
Hem kaçıp hem teslim olamıyorum sana

En sevdiğim filmlerin en güzel sahnelerine bırakıyorum silüetini
En görkemli fotoğraf karelerine alıyorum sessizliğini
Hem var olmanı hemde yok olmanı dilerken
Senli ve sensizlik arasında sen olmayı diliyorum...