39
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1945
Okunma
Kimbilir kaç kez yazdıklarım kül oldu.
Bir sobanın har alevinde
Kaç defter yaktım geri gelmeyeceğini bile bile
Kaç şiirin idam fermanını okudum
Kaç mısranın ayakları altındaki iskemleye tekme savurdum
Acımasız bir duyguya eşlik edercesine
Oysa sendeki seni sevmiştim deli dolu
Hırçın sularında yıkamıştım duygularımın
Ak gölgelerindeki karalığını
Bilemedin...
Bir içimlik ömür gibiydin
Dudak kıvrımlarında gezinen
Bir nefeslik sevda gibiydin
Meş’um sonlarda gizlenen
Hadi şimdi anlat bana gecelerin karanlığını
Ya da yırt at adrese ulaşamayan mektuplarını
Bak çoktan yuvaya döndü kırlangıçlar
Kaldırımlarda uzamıyor artık gölgeler
Şehrin gözlerine sis inmiş
Mehtaplar görme özürlü
Duyguların hezimete uğradığı bir meydan savaşından
Geriye kalan bir avuç ızdırap...
Şehir bana küskün ben şehire
Yalnızlığı satılığa çıkarıyorum
Ama almıyor kimse
Defolu mal gibi kaldı elimde
Bazen maskelerimiz vardır
Her sahne için özenle seçilmiş
Ayrı ayrı
Kiminde tebessümün pembe buğusu yükselir
Bataklık sonbaharı
Nilüfer çiçeklerinin bayıltan kokusu eşliğinde
Kiminde gizlenir acıların nârı
Dökülür damla damla yaş niyetine
Bazen iklimler tersine döner
İklimsizliklere kavuşur
Bazen hüzün olur yağmurlarla yarışır
Sahne açılır oyun devam eder sessizce
Cımbız bile toplayamaz can kırıklarını
Gönül bahçemizden
Bazen de
Yürek acısı kahkahalar dönüp durur yüzümüzde
Sarhoş olmak
Çığlık çığlığa susmak
Anılar cehenneminin en kuytu köşesinde
Zemheri vurgunu aşkların iniltileri arasında dinlemek
Sessizliğin sesini...
Alkışlar dökülürken yıldız yıldız
Yakılacak bir kadın boynu bükük ve yalnız
Asimaral-Eylül GÖKDEMİR... 05.OCAK.2008
Bu şiir deftere yazdığım 100. şiirmdir. Yeniden Eylül GÖKDEMİR olarak yazmamı sağlamış olan ve Harikam dediğim ANSIZIN’a ithaf edilmiştir