4
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
2018
Okunma
Güneşle sana doğru umutla pupa yelken
Mutluluğa yol almak gözlerinde gün boyu.
Güzel yârim, diyârım; kirpiklerinin koyu.
“Dalgadaki mûsikî billur sesin mi?” derken;
Demir alma anıdır, beni hülyâmdan silken.
Harâmî karaltılar bırakır mı ki esen?
Esire sorgusuzdur mahzen-i gece zifir
Zaman; gaddar gardiyan: Volta atar bin fikir
Hayâlin ebrûsunda boyanır desen desen
Yelkovandan ivecen atar kalbim; sen, sen, sen...
Kıpırda seher yeli; ak, kara ip seçilsin
Müptelâ sarhoşların, dolsun fecir çilesi.
Sâde sabreylemek mi garibin gâilesi;
Gönlümün kırk düğümlü söz bohçası açılsın
Bu sabahtan tezi yok, yollarına saçılsın.
Yârden zırnık koklatmaz cumartesi pazarlar
Senelik tatillere ve gecelere inat:
Uğruna yandığımı bilsin bütün kâinat
Duysun sağır sultanlar, kem gözlerde nazarlar
Kalemler insâf edip, aşka gelsin yazarlar.
Hislere gem vurmayan; heyecâna utulur!
“Gönül” derim “sözüm söz; açılacağım bugün
Öncesi îlân-ı aşk sonrasında toy düğün.”
Lâkin seni görünce yeminler unutulur
Kalbim yerinden çıkar, aklın nutku tutulur.
Etrâfında pervane dönerim yana yana
Mesaî bitiminde yine aynı manzara!
Bunda kimin suçu var çekesin ki azara
Süzülürüm günbegün sitemim değil sana
Hâlden bilmez dilimle, akıp giden zamana.
05.06.2012 16.04
Salih ERDEM /AYDIN