0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1809
Okunma

Kurumuş bir çölün tanrı misafiriyim
Kaybettim yolumu derbeder biçareyim
Güneş yakıyor ruhumu sanki erimekteyim
Bu mecnun gibi virane gözü yaşlı ben miyim?
…
Susuzluk bedenimden kopup gelen haykırış
Bacaklarım tutmuyor başımda bir dolanış
Gözlerim boşlukların gözlerinde gezerken
Susuzluk bir melodi, derin uykuya dalış
…
Çatlayan dudaklarım kan akıtır bağrından
Susuzluk bir aşk gibi vurur can damarımdan
Hal koymadı Ferhat gibi dağları da deleyim
Ah bende Hacer gibi zemzemime ereyim
…
Susuzluk düşman gibi ele geçirdi beni
Söndürdü acımadı gözlerimin ferini
Bilmezdim kıymetini ben bu hale düşmeden
Şimdi bir damla suyun çekerim hasretini
….
Verilen nimetlerin çoğunu bilmemişim
Görmemişim aslında ne kadar zengin mişim
İsrafın efendisi olup gezip durmuşum
Şimdi bir damla suyun yolunda yorulmuşum
…
Ah anam, hep demişti akıtma can! Boş yere
Alaylı bir gülümseme karşılığı yüzümde
Ah anam canım anam ellerinden öpeyim
Avucunda iki damla suya ben can vereyim
…
Susuzluk yavaş yavaş bana Azrail olur
Gözlerimin son bakışı, hayalim yanar durur
Damarlarımda dolaşan kanı bile kurutur
Yani benim sonumun adı susuzluk mudur?
5.0
100% (5)