25
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
2177
Okunma

tanrılar
utancından kırılıp dökülür mü acaba
nerden aldıklarını anladığında halkın
utanç arabalarını
ya da taşa tutulduğunda
boyunlarındaki altınlar
ezilmezler mi
altında ağırlığının
umurlarında olmaz mı yoksa
kim ölmüş kim kalmış
ayakaltında
hizmetçileri kurup kaldırırken
yüz bir çeşit yemeği
burun mu kıvırırlar
birgün bu tahtın tacın
yerle bir olacağını görürler mi
kaza-maza derken ölen
masum insanların
ilençlerini
zulmünü insanın insana
doymuşken tıka basa
-düşünürler mi açları-
başlarından darbe alanlar
ön saftakiler
eserleri olduklarını tanrıların
her kırbaçta
her akan kanda
kimin parmağı var
bilirler
bilmez gerçeği yalanla değişenler
altüst edenler yolları
dağları devirenler
zulmü ölenler bilir
aç kalanlar bilir açları
bu yola çıkan her araba
uçuruma düşeceğini hesaplamadan
yürür şeytanın çizdiği yönde
çiğneyip geçer
önüne kim geçerse
girilmez yazar kapılarında
girilmez, varılmaz, erilmez
sanki onları kutsar gerçek Tanrı
alınlarına kutsal yağ sürer
cennete açar bütün yollarını
öyle yaşarlar
yaşarlar yaşarlar yaşarlar
ta ki
adaletin kılıcı başlarında
dur diyene kadar!
gelir hesap zamanı
29. 12. 2013 / Nazik Gülünay