0
Yorum
0
Beğeni
3,0
Puan
1065
Okunma
ben orda yarı yarıya Tanrıyla konuşurken
bileklerimi kestiğim o ikindi günü kutsuyorum
eskimiş bir kitabın, yırtılan bir sayfası kadarım
ruhumu bir eskiciye satabilseydim
kendi fahişeliğimi, kendim yapardım cumartesileri
başımı önüme eğilişiyle yürürlüğü girer
Tanrı’nın yordamın bir iskemle koyarkene
kas katı keşilmiş bu bedeni
acının feraget ettiği dakikalarda kurtardım
bu dünyanın bir var sayımıdır ölülerin kokuları
misketlerin oynanmadığı zamanları andırıyor
o sevişmeyen bedenler karamsar sonbaharda
vaziyet kötüye gitse de herşey kıçımızın dibinde
büyük bir kararlılıkla kesebileyim yüzümü
Tanrı’nın bir olduğunu kendime kanıtlayabilirdim
yırtılmış bir kitabın anlaşılması güç bir kelimesiyim
yüzümün ağıran yerlerimden döküyorum duygularımı
fazlasıyla ölürken geceleri
koca bir hiçlik yüzünden sigaramla sevişebilirim
Tanrı’nın adını koymadığı bir güne yaklaşırkene
yeniden doğma peşindeyim
ana rahminden çıkarken o sabah
adımı bir köpek adından almak isterdim
ve yaşadığımı o düzensiz asfaltın rengi
ölümün rengine benziyor günden güne
kararlaştırılmış bir hakimin gözü önünde
yırtılan bir bedenin on iki yerine dikiş
atılmış hazin bir öyküyüm bu aralar
ve rönesanstan kalma eskimiş bir aynanın
kırılmış yerini andırıyor kaburgalarım
5.0
50% (1)
1.0
50% (1)