1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1875
Okunma

Şimdi varıp gittin de uzak şehirlere
Kara perdeler ardına saklandın yüreğini,
Neyi yaşıyor yaşatıyorsun,
Sabırlı yüreğimi sabırsızca ölçüyorsun.
Hangi makine hangi gizli güç
Acımasız yapan nedir
seni böyle.
Takıyorsun karanlık gecelerime
Kara, kara perdeleri
Çelme atıp düşürüp duruyorsun yerlere
Alıyorsun tükenmeyen bir intikam öç.
Küçük kentlerin büyük insanı,
Karıştırdın sapla samanı,
Dilim varmıyor diyeceğim ya
Ananı babanı
Neyin sürgün yaşamını yaşatırsın
Sakin geçen günlere,
Görünmek istemedim
sana hiç böyle,
Sende büyürken cümleler
Kaldım gölgerinde
Ne vardı ki sakladığın beyin hücrelerinde
Çarpıyorsun kor yüklü bulutlarımı birbirine
Bir iki eksik kalsın dillerinde yüzsüzce
cümle.
Kirpiklerin paslı çiviler gibi batıyor
Çığlık çığlıklar atan yüreğime,
Eskici pazarı gibiyim kısa kol elbisemle
Islanmış çorapların içinde
son kış günüm de,
Kopacaksa kopsun bağlayan urgan
Bu da yaşanacakmış yaşanan
Dökülüyor sararmamış bir bir yapraklar,
Kulağım(a) fısıldanan ilkbahar.
Son kış güneşim de
Bu kaçıncı bilemem elimde sönmeyen
Başımdan yükselen kıvrak duman,
Birilerinin elinde hayatım olmuş kağıt kalem
Yazıyorlar çiziyor işte romanı,
Uzuyor saçları uzadıkça zülfü(kar) gece,
Çoğalıyor gittikçe üstüme yıkılıyor.
Kapanıyor pencereler de siyah perdeler,
Perde, perde gözlerimde
Yine bir çelme attın kara kalemin le.
.
.
5.0
100% (3)