3
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1284
Okunma
Şurama yine ateş düştü Şima
İnci inci nar tanesi dökülmüş sevda düştü
Nereye baksam mermerden heykeller
Hiç konuşmuyoruz
Suskun ve yapayalnız karınca nefesi ensemdeki
Bu saatler yıldızlar hep kalp atışlarımı sayar
ve ne zaman sabah ezanı bir bülbül şakısa
Gözlerim kızıl orman, yanar ha yanar
Doğa aklını yitirmiş
Yakım yakım yanmış salkım saçak saçları
Deniz bildiğin gibi yine deli divane
Bir merhaba desem
Kaytan bıyıklı kabadayı gibi kabarıp üstüme üstüme gelir
Seni anlamak zor değil Şima,
Seni düğüm düğüm çözmek hiç zor değil
sen kendini ben de arıyorsun
anlıyorum anlıyorum da
bana neden öyle paramparça bakıyorsun
Şima, bana öyle zehir zemberek bakma
Yağmurlara beddua edip suya ağıtlar yakma
Her bakışında bir orman yanmışta
Küllerinde bir kelebek çığlığı kalmış gibi
Ben de yangınlara koşuyorum
En acı olan bu ya
Sen ölürken Şima
Sen ölürken
Yani ben ölürken
seni
daha çok seviyorum
5.0
100% (11)