6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1405
Okunma
her gecen, geceye kısık fenerken
karanlıkla ışır zor uykuların
üşümezdin kar bacadan girerken
bedeninde buz üşüyecek yarın
yorganın toprak mı taş mı yatağın
başını göğsüne niye koyarsın
toprağa yürüyen cansız yaprağın
kör kulak ayak sesini duyarsın
kapının tokmağı kulak memende
tırmıklar damar çeperini sesler
göz kapağın kor kanat pencerende
çarptıkça geceye içerde sisler
her gece her gece kapında gölge
sanki yorganına kaplanan gözdür
uykun somurulmuş ruhundan önce
kezzap ağızdan tükürülmüş yüzdür
ayağında teneke mi bir mezar
bir bacağın bir sapmaya sıkışmış
senle gelip senden önce gidenler
karşıcı gibi gözlerinde alkış
inancın yitecek kadar mı derin
alnına duayla işaret dövdün
bir ayağında mest biri iskarpin
secde ahret kıyamda dünya derdin
hayatın öncesi sonraya ikiz
şimdi bilgesin, ilkinden habersiz
gelişin bir candan gidişin cansız
doğmaktan yaşamaktan daha yalnız
annenden yırtılırken duymadığın
acıyı giderken duyanlar da kim
arama onu hiç, bekleme sakın
sap inceldiğinde asılır çekim
hayata türkü yak bir de cigara
surunu üflese bile israfil
ahrete en uzak yeri git ara
o seni beklesin sen onu değil
ömer faruk hatipoğlu
(edebiyat ve eleştiri, 2006, s... )