6
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1533
Okunma
büyükler boğuşuruz diş pençe
ölür çocuklar ceylan yavrusu
babalar gülümser gibiyken savaşa
neden siper basar anaların gözyaşı
savaş bir niyetse kuşlukta
öğleye kalmaz çocuk salâsı
çocuklar
suyun en yakın akrabaları
küçüklüğümüz bu çocuklar mıydı
çocukluktan mı yürüdük
alnımızdaki yitik yollara
kaşımızın ortasındaki derin uçurum
katlansa içinde kalbimizin kaldığı
açık mıydı bir çentik kadar
ya siz savaş tezgâhını açanlar
eskiden çocuk muydunuz
bir çocuk ölecek kadar büyür
küçülmez öldürecek kadar
serçe yumurtasından çaylak mı çıkar
çocuk muydunuz eskiden
çocuklar, ölüm kuyruğunda sırasız
ki azrail yorgun, azrail şaşkın
azrail korkar oldu canından
.
.
.
.
.
.
ağzımdan çıkarken yanmasa
jetler dağıtıyor dualarımı
tanrı bilse ölür müyüm anne
ömer faruk hatipoğlu
(AUY, 2006, s: 52)