4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1169
Okunma
ince bir özlem için
I
evrende en ince şey
jetlerden hızlı giderken bizi
bir gül dalına konmuş kelebeğin
sırtında gibi yaşatan dünya
dünyada en ince şey
birbirini duyumsamayan
evren ve gülün
ayrımında yaşayan insan
insanda en ince şey
rüzgâr süreceği sıra
birden bir gülün bitivermesi
ve yürekten püsküren sağanak yaşam
yaşamda en ince şey
sen
II
sendeki en ince şey
gül gözün her açışında
sürgit kaynayan sabahın
bir damla dökülmeden bir yere
yemyeşil tane tane düşüşü
gördüğüm en ince şey
yüzünde yiten derin suyun
yüzündeki hüzün
işittiğim en ince şey
önce göğsüme uğrayan sesinden
duymadığım söz
dokunduğum en ince şey
ellerin ellerimdeyken
bulamadığım parmaklar
okşadığım en ince şey
geçmişten genlerine yağmadan
buhar gibi kalkıp içine ağan
elimin değemedi soyluluk
öptüğüm en ince şey
seni gözüme yumduğumda ağustosuma
tutuşmuş kızıl karlar döken
hacmi düş ağzın
özlediğim en ince şey
içinde özlem diye uzak bir yerden
iyileşen bir sızı gibi
incelip gelmek
yaptığım en ince şey
yokluğunu harç edip çölümde
sulardan diktiğim şiir kulesi
yaşamın en ince acısı
seni bu kalın ‘hayat’a bırakmak
ömer faruk hatipoğlu
(ince, toplum, 1997)