Sebepsiz ah,vahlar boşadır boşa
Manaya yön veren sözdeki dildir
Söz ehli olanlar hükmeder taşa
Bilgi de insana güç veren hâl’dir

Kaşgar’da, Altay’da, türküler söyle
Tanrı dağlarında coşulur böyle
Tar ile, saz ile, kavalla, neyle
Türkleri anlatan, Hâkkına kuldur

Harfi hece yapıp, ram oldum dile
Şeyda bülbül oldum, yalvardım güle
Nemeler yazdım ben, o gül cemale
Suna’yı coşturan, mavi bir göldür

Türkçeyle beslenir elbette dilim
Dil ile alınır, Dünya’da ilim
Dille nakışlanır, tezgahta kilim
Aşkı heceleyen, sazdaki teldir

Kayda geçiriyor, tarihi zaman
Savaşı yaşarken demedim aman
Gönle nakışlanır bizdeki iman
Ağıtta, bozlakta, gözdeki seldir

Zenginlik bahşeder sözdeki mâna
Şiirdir, şarkıdır, anlamlı râna
Vatana, bayrağa, sevdadan yana
Yazdığım tabletler, topraktır,kildir

Dilimde Türkçedir her türlü dua
Kızınca yapma sen sakın beddua
Aydınlık bir nurdur, bu dilde şua
Dilsiz topluluğun, yarını küldür

Kez, defa, ard arda, dili söylerim
Türk’tür Millet adı, el’i, neylerim
Türkçe konuşur hep, keza köylerim
Güzelliktir şive, çiçekli daldır

İmlası, kuralı, bu dile özel
Türkümü bir dinle, dilim ne güzel
Dilimin üstünden çekilsin her el
Dildeki lezzet tat, katıksız baldır

Acabâ sarmasın dilimi benim
Anam dili oldu benim her anım
Yürüktür özümüz, Türktür mihmanım
Kafkaslardan gelen selamdır, yeldir

Selam ver hele sen alırım Türkçe
Şu derli sazımı çalarım Türkçe
Lüzumsuz, hayale dalarım Türkçe
Türkçe denilen şey, gönülde güldür

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ

RANA:Güzel göze hoş görünen
ŞUA: Işın

HELE BEN

Özledim diyorsun bir tanem beni
Hele ben güzelim, bilsen hele ben
Sesin kesilirdi, sevinçten hani
Yolunu gözledim, bilsen hele ben

Anılarda beni, bulduğun yerde
Söyler misin canım, nerdesin nerde
Garip bülbül ile, seni seherde
Türküyle sözledim, bilsen hele ben

Benden bir bergüzar olsun elinde
Hasret şarkıları olsun dilinde
Boğulmak isterim sevda selinde
Yüreği közledim, bilsen hele ben

İşgence mi geldi, hasretim sana
Gecenin feryadı, reva mı cana
Bilmeceyi çözüp,koşsana bana
Yokuşu düzledim, bilsen hele ben

Yaslanma ben diye dâr ağacına
Yazdırdım adını dağ yamacına
Bu vuslat ulaşsın yâr amacına
Diz çöktüm, dizledim,bilsen hele ben

Romanı yaz ama hiç ara verme
Dumanı tüttür de, ateşi görme
Anılarla buluş, yarını sorma
Yarını gizledim, bilsen hele ben

Dor atla dört nala, gün ışığıyla
Sohbete dalmışsın Hâk aşığıyla
Gönül dergahında, yâr koşuğuyla
Sevdayı izledim, bilsen hele ben

Aşkın kucağında piştim eyvallah
Şu gönül mülkünde köşk kurdum billah
Daha sana hasret vermesin Allah
Acıyı buzladım, bilsen hele ben

Lüzumsuz hoşgörü, özünde senin
Sevgili çok farklı gözünde senin
İki yürek birdir, sözünde senin
Bir olduk, bizledik,bilsen hele ben

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ


MESELA

Saati durdurup bölsen zamanı
Ne deyim sevgili ben Allah derim
Sen ve ben baş başa bir aşk romanı
Hayal mi düş mü bu Bismillah derim

Neş’eli tavrınla, merhaba dersen
Hayal mi değilmi bir buse versen
Ay’da serenatta, beni bir sarsan
Bu nasıl güzellik maşallah derim

Yemine ne gerek bakışın yeter
Şiirin ruhuma güzellik katar
Senli düşlerimde hep vuslat yatar
O da olur bir gün İnşallah derim

Dağa, taşa, kuşa etmişsin selam
Şahit aşkımıza yetmiş bin âlem
Yazmaz mı sevdasın ağlayan kalem
Gönlünde olsun yâr hep salâh derim

Gökte kanat çırpan anka mı ola
Bu yürek hazırdır çıkmaya yola
Tanrı dağlarında verirken mola
Mutluluk göründü yâr felâh derim

Sensiz geçen zaman silinsin gitsin
Buluşma nerede tahminin tutsun
Başka sevdaları gönlün unutsun
Dönüp başkasına bakamam billâh

Seninle bir olmak, biz olmak güzel
Öyle ki o gece, sen bana özel
İsmimi nakş eden, parmaklar izel
Böylesi aşka ben ölürüm vallah

Gönlünde toy düğün coştursun seni
Kirmani, bu güzel koştursun seni
Bu sevda seliyle taştırsın seni
Yetsin bu hasretlik dedim İllallâh

Ozan HEPGÜLER
Aşık KİRMANİ