25
Yorum
47
Beğeni
0,0
Puan
3253
Okunma

"bir kadın yokluğuna alıştığı erkeği
bir daha asla istemez"
...
yorgun ve karlı bir gün sonrası
bacası huzur tüten sıcacık evimdi yüzün
akşamı iple çeker gibi gelirdim sana
sen ne yaptın o evin duvarlarını yere indirdin
ne bakılacak yüz bıraktın kendinde
ne bende hasret!
sanma ki enkazına kalbimi gömeceğim(i)
........sanma ki kırk yıl yaslara bürüneceğim
çok kadınlar geçecek bilirim
omuz hizandan
ve ayağının ucundan
yüzün yüzüme defnedildi adamım gel de çıkar alnımdaki mezardan
bundan sonra ben içi menekşe dolu mermerden suluk
sen suskun kalem
sen genç ölü
ve sen pişmanlık kanayan bir kadavra -oluk oluk-
bir zamanlar
en büyük lüksümdü seni sevmek
kısıp yüreğimden
-başkalarını-
kahvaltı soframdı ağzın
ve ne kuş sütü eksik
yağlı, ballı ekmeğim, taş fırın çöreğim
inci kutum
-gençliğim-
ben böylesine severken seni
düşünsene geceler kuyu kazımaktı tavana bakışlarımla
sonra bir bilinmeze salmak ikimizi
düşünmek seni uzun uzun
dersin ki Paris’te uyanmaktı -üstelik bir gece önce boğulmuşsun-
şimdi hangi rüzgar kurutur kanlı gözlerimi
.....beni bağırır mahkeme salonlarında mübaşir
adım cinayet zanlısı anılır
beni ayrılık
seni vicdanın vurur her ihanet vakti
yoksa giden sağ
kalan ölen mi
ve bilemedim suç:
...ölende mi, öldürende mi?
de_soulmate