11
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2446
Okunma

Bugün bir başka benim için
Buruk bir bayram sabahını andıran
Hüzün dolu sinem
gülmeye ve huzura aç,
Gün belki bugün doğdu
ve sana Muhtaç,
sana hasretim şu anda.
Oysaki suskun prensesim
seni sevmeyi sevmenin hikayesini yazabilirdim
İçimdeki kelimeleri bir dökebilsem şu kağıda
iki nehir gibi sineme varan ışık hüzmesi gözlerini
serin bir meltem edasıyla çehreme çarpan
o kahve renkli, beyaz köpüklü
Bal tadındaki, güneşten süzülen
ipeksi tel tel dalgalı saçlarını her okşayışımı
içimi eriten o enfes nefesini dile getirebilsem
dökebilsem kağıtlara, isyana bürünmese kalem
yokluk göstermese
Ziyana girmese mürekkep
içimdeki yakamozlar kıskanmasa
anlatabilse, dökülebilse inci inci sözcükler
oysa ki ben suskun prenses;
Sancılı yüreğim ile cümleler arasında
Anlatamadan, dile getiremeden derdimi
ölüp ölüp inliyor, ölüp ölüp diriliyorum.
Sana meftun olmak, sana aşk ile bağlanıp
seni sevmek , seni özlemek
Hicranla yanan gönlümü
O kapının eşiğine
Her dem yüz sürdürmek.
Hey Suskun Prenses;
özlemek ölmek mi sence, bilemiyorum
Belki de özlemek;
Ölüm ile yaşam
varlıkla ile yokluk arası bir şey olsa gerek
kalbimde hep yemyeşil yeşeren
ama bir türlü boy boy filizlenip
başaklarını yükseltemeyen
çorak ve kurak çöldeki kum
yeryüzündeki kızıl topraklar gibi
bir kırabilse kabuğunu
bir aşabilse ruhundaki çamuru
dökebilse, serebilse sere serpe içindekini
nasıl dirildiğine sende şaşarsın
şaşarsın suskun prenses.
Biliyor musun hayret ediyorum
Şaşıyorum kendime
seni sevmenin ve sana tutkun olarak kalabilmenin
Destanını, kitabını yazacaktım
bir de bakmışım ki
seni özlemenin kitabını yazıyorum mürekkebimle.
Sana dokunamamanın acısını hissediyorum kalbimde.
Şu naçar kalınan bedenimde
kanım donuyor sensiz
hiç bu kadar acizkar olmadı
Ve hiç bu kadar çaresiz.
Suskun Prenses.
06.11.2013
5.0
95% (21)
4.0
5% (1)