12
Yorum
32
Beğeni
0,0
Puan
1763
Okunma

Yusuf’un çehresinden düşen
Ay parçası o nûru
Resmine iliştirdiğin gün,
Sarmaşık gibi
Kirpiğime dolanırken saçlarım
Külliyen Züleyha’yı andırmıştı duruşum
Ve hiç gitmez sanmıştım
Gözlerimden asılan
Yedi renkli ebemkuşağım
Mübalağa sanatına
İlk kez teşrif buyurmamışken o gün
Nârının minberinde
Serapla eyleşirken yüreğim
Her dem, tazelenen yarasına rağmen
Canımın diline sus payı sürülünce
Sessiz bir telaş içersindeydi
İçten içe haykırışım
Ki kırıldım
Son umudum, gururuma sığındım
Adamım…
Aldanmadım diyordum
Ben kanmadım
Mukallit bir hal takınıp
Sadece gider gibi yaptım… S/aklandım
Bazen kaçtım
Kaçtığım kadar yakalandım
Yakalandığım kere sobelendim
Kül oldum dağıldım
Güzdeki yaprak gibi savruldum.
Düştüm –acıdım yine doğruldum
Toplandım
Yine ben oldum.
Yokluğunu
Zamansız gelen güze yordum
Yorgunum
Matem havası kadar durgunum
Kolay değil
Can evimden vuruldum
Suskunum....
NÜS