4
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1457
Okunma

Gizli suretiyle lügatımıza sokulmuş en büyük yalan
Gözyaşı öncesi döktüğün dil ne gümüş ne de altın
Sevdiğine ihanet değil miydi gasbettiğin gecelerde
Lavanta kokulu yalnızlıkla yıkanmış ayrılığı içerken
Toprağa basmayacak şekilde ateşlerde yürümedik mi
Ruhumuzu saran ihtirasla aşka gebe kalmadık mı
Diyorum ki kalp-azan duyguları hadım mı etmeliyiz
Soyunmuş acıların üzerini kin ile örterken
Belki de kırmalıyız martı kanatlarını insafsızca
Bir fahişenin gözyaşlarında boğulmalıyız sessizce
Ya da münasebetsiz gece bekçilerini öldürmeliyiz
Katrana batırılmış arzuların gölgesinde ölmeliyiz gizlice
Keşke diyorum
Soylu bir aşkın cenazesi kalksın sol yanımdaki musalladan
Üzerimizde kefenlerimiz yırtılsın acıya inat
Günahlarımızı sarmalayalım üryan tenimize
Neredeyse imkansız mahşerde gömülmek sevdiğinin kalbine
Nerede benim aşk diyeti çaresizliğim
Arzusuyla yanıp tutuşan taahhütsüz acı gerçeğim
Bitmeyecekmiş gibi görünen yüzsüzlük laçkalaşır
Sevdamın pençesinde kıvranıyorken anılar
Nerede benim bağrı yanık, kadersizliğim
Remziye ÇELİK
02.11.2013 CUMARTESİ
5.0
100% (8)