19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1180
Okunma
Lacivert şarkılarım oldu benim de
Morun alacasına karışan
Kızılından beyazı damıttığım umutlarım
Gözyaşlarım oldu benim de
Kirpiklerimden uçuşuveren düşlere eşlik eden
Hazanlarım oldu benim de
Hüzünlerimi döktüm inleyen nağmeler arasında
Siyahi bestelerim oldu söyleyemediğim
Hırçıni notalarım oldu yazamadığım
Tutamadığım hayallerimin kanat uçlarında sakladığım
Mektuplarım oldu benim de
Adrese ulaşamayan
Devirdim kadeh yerine mısraları ve
Sarhoş oldum bir Eylül akşamında
Benim Eylüllerimin Nisanı, Mayısı,
Temmuzu olmadı hiç
Yaşayamadın dolu dizgin sevdaları
Çatlatırcasına topuklayamadım
Yüreğimin alaca atlarını
Hasret ağacına takılı kaldı dileklerim
Umutlarımdan fenerler yapıp denize saldım.
Oysa...
Oysa mavi sevdalarım olsun isterdim
Pembe umutlarım
Güneşi avuçlarıma
Mehtabı karanlıklarıma koyacak bir sevgili
Yürekli birisi çıkıp gelebilseydi
Gelebilseydi...
Ne beyaz atlı prensim oldu
Düşlerimde gezinen,
Ne şovalyem oldu
Kapatıldığım kulenin zirvelerine tırmanan
Hatta Romeo da yoktu
Benim kitaplarımın arasında
Helen için memleketini yok etmeyi göze alan bir Paris
Şimdi diyeceksin ki ya Mecnun
Ferhat, Tahir, Kerem, Yusuf’a ne oldu.
Ah be yiğidim ahhhh...
İnan bana şimdiki sevdalar da
Sevgiler de sevenler de naylona döndü.
Geriye bir deli Asimaral kaldı
Asimaral...