1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1265
Okunma

Uzun bir merdiven gibi
Daha ilk adımımda yorgunluk içtiğim o kadehi kırdım
Kırsam da değişmedi bilmece
Cevabını veremediğim için suçlandım bir kez daha
Bir kez daha nefes almak için kaldım o en uzun basamakta...
Ömrüme düşüyordu yıldızlar
Farklı renk ve dokularda
Her birinden ayrı sürpriz çıkarıyordu merdiven
Her birinden ayrı bir macera
Ben ise tükenmişlikle doğmak arasındaydım
Cennete yakın hayaline uzak
İçimde bir ben daha taşıyordum
Merdivenleri çıkmak bir kat daha zordu benim için
Bazen birlikte yürüyorduk benimle
Bazen onu saklamak zorunda kalıyordum
Merdiven biliyordu bunu
Merdivende saklıyordum hislerimi
Her basamağında yeni bir isim yazıyordum taşlara...
Her basamakta gülümsüyordum o malum bakışlara...
Her basamakta yorgunluğuma alışıyordum
Bir de acı katıyordum kadehime her seferinde
Besleniyordum gözyaşlarımla
Yorgunluğumu arkama alıyordum, sabrımı elime...
Kalbimi bazen hapsetmek zorunda kalıyordum
İçindekilerle birlikte karanlık bir kafese
Büyütüyordum beni
Doluyordu o uzun vaktimin meçhul süresi
Çığlıklarla başlayacaktı sancım...
İçimdeki beni doğurmalıydım basamaklarda
O kadın çıkmalıydı bir yerden sonra oraya...
Onu salmalıydım merdivnelere
Ben ise çekilmeye kararlıydım, kaşlarım çatık
Bir elimde dumanı tüten sessiz isyankar
Saçlarımı savurmalıydım o deli rüzgarlara
Kapısında bekleyen melekler görmeden
Girecektim yalan kokan cennete
Terkedilmiş bir köşk vardı elbet
Bu meczup yüreği atan canlı ölüye...
5.0
100% (3)